Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kadın temsilcilerin etkisi, sadece mevcut siyasi yapının bir yansıması olmanın ötesine geçerek, toplumsal dönüşüm ve politika oluşturma süreçlerinde nasıl bir rol üstlendikleriyle de yakından ilgilidir. Bu bağlamda, kadın milletvekillerinin TBMM’deki etkisi, bütçe görüşmeleri, kanun tasarılarının değerlendirilmesi ve kendi seçim bölgelerindeki çalışmaları gibi çeşitli yönleri içermektedir (Abugali, 2018). 1936 yılında Muvazene-i Umumiye Kanunu’nun görüşüldüğü dönemde Ferruh Güpgüp ve Esma Nayman’ın yaptığı konuşmalar, kadın temsilcilerin ekonomik politikalar üzerindeki etkilerini gösteren önemli örneklerden biridir. Bu konuşmalarda, ekonomik denge ve adaletin sağlanması için önerilerde bulunan kadın milletvekilleri, sadece cinsiyetleri üzerinden değil, aynı zamanda uzmanlık alanları ve bilgi birikimleri temelinde politika önerilerinde bulunmuşlardır. Meliha Ulaş’ın 1937 yılı Maarif Vekaleti bütçesi hakkındaki konuşması, eğitim alanındaki politika oluşturma süreçlerine kadın temsilcilerin katılımının önemini vurgular. Kadın milletvekillerinin eğitim ve sağlık konularında yaptıkları konuşmalar, toplumun temel ihtiyaçlarına odaklanarak politika geliştirme süreçlerinde kapsayıcı bir yaklaşım sergilediklerini göstermektedir. Nakiye Elgün’ün 1938 yılı Maarif Bütçesi görüşmelerindeki katkıları ve Seniha Hızal’ın Hariciye Vekâleti bütçesi hakkındaki görüşleri, kadın temsilcilerin TBMM’de farklı alanlarda nasıl etkili olduklarını göstermektedir. Bu konuşmalar, kadın milletvekillerinin sadece belirli konularda değil, geniş bir yelpazede politika alanlarında etkili olduklarını ortaya koymaktadır. Kadın temsilcilerin TBMM’deki etkisi sadece yasama süreçleriyle sınırlı kalmamış, aynı zamanda kendi seçim bölgelerindeki çalışmalarıyla da belirginleşmiştir. Dr. Fatma Memik’in Edirne’nin sorunlarıyla ilgilenmesi gibi örnekler, kadın milletvekillerinin yerel düzeyde de etkili olabildiklerini göstermektedir. Ancak, kadın temsilcilerin TBMM’deki etkisi, toplumda yaygın olan cinsiyet rolleri ve siyasetin “erkek işi” olarak algılanmasının bir sonucu olarak sınırlı kalmıştır. Kadın milletvekillerinin sayısının artırılması ve toplumsal algıların değiştirilmesi, kadın temsilcilerin TBMM’deki etkilerini daha da güçlendirebilmektedir Bu bağlamda, kadın temsilcilerin TBMM’deki etkisi, sadece mevcut politika süreçlerine katılımları değil, aynı zamanda toplumsal dönüşümü şekillendirmedeki rolleriyle de değerlendirilmelidir. Kadın milletvekillerinin farklı uzmanlık alanlarında ve politika alanlarında sergiledikleri etkili liderlik, TBMM’nin daha kapsayıcı ve çeşitlendirilmiş bir temsil sunmasına katkı sağlamıştır. Ancak, bu etkinin daha da güçlenmesi için toplumun genelinde cinsiyet eşitliği ve kadın liderliğinin desteklenmesi gerekmektedir.