“Kitaplarım, bana yetecek kadar büyük krallıktır” sözlerinin mimarı William Shakespeare ile başlamak istiyorum sözlerime. Günümüzün en büyük sorunlarının başında gelen cehaletle savaşmanın tek mümkün yolu okumaktan geçiyor. Birbirini anlayan,empati kurabilen,iletişimle sorunların halledilebileceğini anlayan bir nesil bizim kurtarıcımız olacak.Çocuklarımızın kendilerini gerçekleştirebildikleri bir dünyada bizler var olacağız. Günümüzün sorunsalları arasında gösterilen teknoloji çılgınlığı ve çocuklarımızın kendilerine kurduğu asosyal bir yapıdan bahsediyoruz üzülerek. Bahsediyoruz ancak eyleme dökecek çabalardan kaçınıyoruz.Sorunun çözümüyle ilgilenmektense kaçmak daha kolay geliyor bizlere.Yemek yemeyen çocuklarımızı hipnoz etkisiyle ekrana bağlamak, istenmedik davranış sergileyen çocuklarımızı tahammül seviyesinden uzaklaştırarak ekrana hapsetmeyle aslında büyük bir yanlışa imza atıyoruz. Çocuklarımız dünyaya en saf duyguyla bakan,sınırları olmayan elmaslarımızken onları işlenmeyen bir kömür tanesine dönüştürüyoruz. Peki çocuklarımızı bu esaretten kurtarıp kitapların sonsuz dünyasında nasıl yer ettirebiliriz? Model olma, en iyi öğrenme şekillerinden birisidir. Çocuğun ebeveynlerini veya yakın çevresindeki kişileri kitap okurken görmesi çok önemlidir.  Günün belirli bir saatinde, bütün aile bireylerinin katılımının sağlandığı kitap okuma saatlerinin çocukların okuma alışkanlığı kazanmalarında önemli bir yeri vardır.Aynı zamanda çocuklarımız kütüphanelerin gizemiyle buluşturulmalıdır. Kütüphaneler internet dolayısıyla yavaş yavaş eski popülerliğini kaybetseler de kitap severler için hala önemini korumaktadırlar. Uygun bir zamanda çocuklarımızla kütüphanelerin gizemini keşfetmeye çıkmak en güzel aktivitelerden biri olacaktır.Kitapların ruhunu anlamaya yönelik bu gezimiz onlarda büyük bir merak uyandırmakla beraber çocuklarımıza kütüphane kayıtları sağlayıp sorumluluk bilinci de kazandırılabilir. Bu şekilde çocuklarımız kütüphaneleri benimseyerek kendileri için yeni kitaplar seçebilme fırsatları bulacaklardır. Kitap seçimi konusunda çocuklarımızı bizler de yönlendirilebiliriz. Her yaş grubunun ilgisini çekebilecek kitaplar vardır. Küçük çocuklarımız daha çok görsel ağırlıklı kitaplara bakmaktan hoşlanırlarken, ilköğretim seviyesindeki çocuklarımız çocuk romanlarını,bilgi içeriğine odaklanmış kitapları ve bilim kitaplarını tercih edebilirler.  Bu nedenle çocuklarımızın yaş gruplarına uygun okumasının mümkün olduğu kitaplar seçilerek yapacağımız yönlendirmeler anlam kazanacaktır.Unutmamalı ki okudukça gelişen,yorumlayan ve çağ açan bir geleceğimiz bizlerin ellerinden sorumlu olacaktır. Carl Peter Fröhling’ in ”Kitapsız bir hayat;masalsız bir çocukluk, sevgisiz gençlik, özgürlüğü bilmeyen bir yaşlılık demektir.” Sözünün derinliğinden de anlaşılabileceği üzere kitap okuma alışkanlığının hayatımıza dokunuşu yadsınamaz bir gerçektir