Özgüven, çocuğun şahsına yönelik iyi ve pozitif duygular geliştirmesi sonucu kendini iyi hissetmesidir. Aynı zamanda özgüven, kişinin kendisine ve yeteneklerine olan inancı ve güvenini de ifade eder. Yetiştirilme tarzı, genetik faktörler veya sosyal çevre özgüvenin gelişmesinde oldukça etkilidir.
Çocuğun,aile ortamındaki deneyimleri dış dünyaya ayna tutmaktadır.Bu sebeple anne,baba ve aile içinde edindiği bir takım tecrübelere göre kendisiyle ve çevresiyle ilgili bazı varsayımlarda bulunur.Geri kalan hayatını da bu varsayımlar üzerinden kurar.Özgüven,karakter oluşumunda çocuklara pusula olan önemli bir kavramdır.Özgüvenli çocuk,karar verme gücünü ellerinde tutar,kendi seçimlerinde karar mercii olmak ister,hata yapsa bile denemekten vazgeçmez ve sorunu çözme eğilimi gösterir.
Güven duygusunu tam anlamıyla tadan çocuklar hayat serüveninde önemli bir yerin baş aktörüdür.Kendini ifade etmekten kaçınmayan,vicdanının sesini korkmadan haykıran,yanlışa yanlış,doğruya doğru diyebilen bir çocuk sağlam temel üzerine oturmuş yapı taşı gibidir.
Ancak madalyonun diğer yüzünde güven problemi yaşayan çocuklar da var.İçine kapanmış,çekimser davranışlar sergileyen ve kendini ifade ederken suçluluk duygusuna kapılan çocukların mutsuzlukları hepimizin içini acıtmıyor mu?
Özgüvensiz hissetmenin en önemli sebeplerinden birisi de ebeveynlerin davranışlarıdır. Ailesinde problemler yaşayan çocuklarda önemli ölçüde özgüven eksikliğine rastlanmaktadır. Her ailenin çocuğuna ilişkin beklentileri yüksek olabilir ancak başarısızlıkları yüzünden çocuklarını rencide edici davranışlar sergiliyorlarsa, eleştirme adı altında çocuklarının ruhunu incitici davranışlarda bulunuyorlarsa çocuğun kendine olan güveni sarsılır. Ayrıca çocukları üzerinde aşırı baskıcı tutum izleyen ebeveynler,çocuklarının yapmak istediklerine engel olduklarının farkında bile değiller.Fikirlerine saygı gösterilmeyen,her yaptığı sorgusuz ve anlamsız eleştirilere maruz bırakılan çocuklarımız zamanla özgüven sönmesi yaşamaktadırlar.Bu yanlış ebeveyn tutumları nedeniyle özgüvenini yitirmiş çocuklar yetişkinliğe eriştiklerinde bir şeyi başarabileceklerine olan inançlarını yitirirler.Başarılarının küçümsendiği ve hor görüldüğü ortamlarda yetişen çocuklar,küçükken ebeveynlerinden duydukları anlamsız eleştirileri yetişkinlik dönemlerinde iç ses olarak benimserler. Çocuklar,bizlerin bile ulaşamadığı uçsuz bir hayal dünyasına sahiptirler.Güveni sarsılan çocuklar zamanla hayallerinden uzaklaşır ve hayata karşı korku dolu davranışlar sergilerler.
Peki çocukların özgüvenini nasıl geliştirebiliriz? Öncelikle hata yapmalarına müsade etmeliyiz.Yaparak yaşayarak öğrenen bir çocuğun hatalara karşı tutumu oldukça özgüvenlerine değer katacaktır.Düşmeden kalkmanın,ağlamadan gülmenin,hatalarla dolu yollardan geçmeden davranış olgularını tamamlamasının mümkün olmadığı bilincinde olmalıyız.Onları överken pekiştireçlerimizi bile özenle seçmeliyiz.Takdir kelimelerinin ardına kişisel betimlemeler tanımlaktansa,takdir davranışına ulaşılan yoldaki mücadelesinin önemini vurgulamalıyız.
“Güven ruh gibidir,terkettiği bedene asla geri dönmez...”
William Shakespeare’in güven olgusuna ayna tutan sözü her şeyi özetliyor aslında.