Son günlerde yaşanan üzücü bir olay, bir kez daha güvenlik güçlerimizin ne denli zorlu şartlarda görev yaptığını gözler önüne serdi. Zanlının, polisin silahını alarak ateş etmesi sonucunda, kahraman polis memurumuz Şeyda Yılmaz, vatanı uğruna canını feda etti. Bu acı olay, bizlere şehitlerimizin kıymetini bir kez daha hatırlatıyor. Her zaman olduğu gibi, Şeyda Yılmaz gibi nice şehitlerimiz, vatanımızın geleceği için canlarını vermiştir. Onlar, bizlere huzur ve güven içerisinde yaşama imkanı sunarken, bu yolda canlarını feda etmekten çekinmediler. Ancak, unutulmaması gereken bir gerçek var ki; bizlerin de şehitlerimizi anmak, hatırlamak ve yaşatmak gibi bir sorumluluğumuz var. Onların fedakarlıkları, bizlerin huzur içinde yaşamasını sağlamak için gösterdikleri cesaret, asla unutulmamalıdır. Şehitlerimizi anmak için sadece özel günlerde değil, her zaman anmalıyız. Onlar, bizlere düşman karşısında cesaretle durabilmemizin örneklerini gösterdiler. Vatan uğruna verdikleri bu kutsal mücadele, asla unutulmamalı ve her daim hatırlanmalıdır. Düşmanlar karşısında canlarını hiçe sayarak savaşan bu kahramanların anısını yaşatmak, sadece bir birey olarak değil, toplum olarak hepimizin ortak sorumluluğudur. Bizler, bu vatanın birer evladı olarak, onların hatıralarına sahip çıkmakla yükümlüyüz. Her yıl düzenlenen anma törenleri, şehitlerimize olan minnetimizi göstermek adına önemlidir. Bu törenler, onların anılarını yaşatmakla kalmaz, aynı zamanda bizlere de bir hatırlatma işlevi görür. Vatanımız için can verenlerin unutulmadığını, her zaman kalbimizde yaşadıklarını hissetmemiz açısından büyük bir öneme sahiptir. Duygu dolu anlar yaşanan bu etkinlikler, aynı zamanda toplumsal bir dayanışma örneği sergilemekte, şehitlerimizin geride bıraktığı ailelere ve yakınlarına bir destek sunmaktadır. Unutmayalım ki, her bir şehit, bizim için bir onur kaynağıdır. Onların hatıralarını yaşatmak, sadece bir insanlık borcu değil, aynı zamanda geleceğimiz için de büyük bir gerekliliktir. Şeyda Yılmaz ve diğer tüm şehitlerimizi, daima minnetle anmalı ve unutmamalıyız. Onların fedakarlıkları, bizlere daima ilham vermeli ve mücadele azmimizi artırmalıdır. Anılarını yaşatmak, bize düşen en önemli görevlerden biridir. Onlar için bir araya gelmeli, hatıralarını yaşatmalı ve ülkemizi daha güzel yarınlara taşımak için çaba göstermeliyiz. Bu sadece geçmişe olan bir saygı duruşu değil, aynı zamanda geleceğe olan bir taahhüttür. Bizler, özgür bir ülkede yaşamak için onlara minnettarız ve bu borcu asla ödeyemeyeceğimizi bilmeliyiz. Unutulmamalıdır ki, her bir şehidin geride bıraktığı boşluk, bizlerin sorumluluğudur. Onlar için birer sembol olmalı, her fırsatta isimlerini anmalı ve gelecek nesillere bu değerleri aktarmalıyız. Vatan uğruna can veren şehitlerimiz, kalbimizde sonsuza dek yaşayacak. Onların anısını yaşatmak, bizim için bir yaşam biçimi olmalıdır. Şehitlerimiz, fedakarlıklarıyla bizlere yol göstermeye devam edecek ve biz de onların aziz hatıralarını yaşatmak için elimizden geleni yapmalıyız. Bunun yanı sıra, şehitlerimizin ailelerine de sahip çıkmak, toplumsal bir sorumluluğumuzdur. Onlar, geride bırakılan sevdiklerinin yokluğunun acısını yaşarken, bizim onlara destek olmamız, bu vatanın evlatları olarak üzerimize düşen bir görevdir. Ailelerine karşı duyduğumuz minnet, sadece kelimelerle sınırlı kalmamalıdır. Onlara destek olmak, ihtiyaçlarını karşılamak ve yanlarında olmak, hepimizin insanlık borcudur. Şehitlerimizin ruhları, bizlerin yaşadığı her güzel anıdan ve mutluluktan sevinç duymaktadır. Onlar için dualarımızı esirgememeli, anılarını yaşatmak için çabalamalıyız. Bu sayede, şehitlerimizin hatırası, her daim canlı kalacak ve bizleri daha güçlü bir toplum haline getirecektir. Şehitlerimize vefa borcumuzu ödemek, hepimizin ortak sorumluluğu ve bu sorumluluğu yerine getirirken, onlara olan sevgimizi ve saygımızı en içten şekilde ifade etmeliyiz. Vatan uğruna can veren tüm şehitlerimize bir kez daha rahmet diliyorum. Unutmayalım, onların anısı, bizlerin yaşama sebebidir.