Son günlerde TÜSİAD tarafından yapılan açıklamalar, ülke gündemine adeta bomba gibi düştü. Sivil toplum kuruluşlarının, demokratik bir hukuk devletinde elbette eleştiri yapma hakkı vardır. Ancak bu eleştirilerin kamu düzenini bozacak, devlete meydan okuyan bir niteliğe bürünmesi kabul edilemez.
Geçmişte yaşanan Çevik 1 olayından biliyoruz ki, ekonomik ve siyasi çevreler bazen doğrudan siyaset mühendisliği yapmaya kalkışabiliyorlar. Geçmişte asker gücüyle yapıldı şimdi ise paranın gücüyle yapmaya çalışıyorlar. Zihniyet aynı zihniyet! Bugün de benzer bir girişim mi var, bunu iyi analiz etmek gerekir. Türkiye bir hukuk devletidir ve bu çerçevenin dışına çıkılmasına hiçbir şekilde müsaade edilemez.
TÜSİAD, Türkiye’nin en büyük iş dünyası kuruluşlarından biri olarak ekonomiye yön vermesi, iş insanlarının sorunlarını dile getirmesi ve ülke kalkınmasına katkı sunması beklenen bir yapıdır. Ancak geçmişte de defalarca gördüğümüz gibi, bu kurum zaman zaman ekonomik sınırlarının dışına çıkarak siyasete müdahil olma çabasına girmiştir. Bu, iş dünyasını temsil eden bir kurum için büyük bir hatadır.
Sivil toplum kuruluşları, hangi siyasi parti iktidarda olursa olsun, belirli bir tarafsızlık çizgisinde durmalı, demokratik kurumların işleyişine saygı göstermeli ve kamu düzenini bozacak söylemlerden kaçınmalıdır. Eleştiri yapmak demokratik bir haktır; ancak bunu kamuoyunu tahrik edici, devlete meydan okuyan bir üslupla yapmak kabul edilemez.
Bugün TÜSİAD’ın yaptığı açıklamalar, sadece bir eleştiri niteliği taşımıyor…
Türkiye, demokratik süreçler içinde yönetilen bir hukuk devletidir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ve bu iradeye müdahale etmeye yönelik her girişim, geçmişte olduğu gibi bugün de başarısızlığa mahkûmdur.
Ekonomik çevrelerin veya belirli grupların, siyasi yapıya yön vermeye çalışması, Türkiye’nin demokratik işleyişine zarar verir. Yakın geçmişte de gördük ki, sermaye gruplarının veya belirli lobilerin etkisiyle siyasi dizayn girişimleri sonuçsuz kalmıştır. Çünkü millet iradesi her şeyin üzerindedir ve Türkiye’yi yönetecek olan sadece milletin seçtiği iktidardır.
Bir Elazığlı olarak, TÜSİAD Başkanı’na açıkça seslenmek istiyorum: Siyasi iktidara ayar vermek sizin göreviniz değildir. Ekonomiyle ilgili önerilerde bulunabilirsiniz, iş dünyasının beklentilerini dile getirebilirsiniz, ancak Türkiye’nin yönetim şekline yönelik, örtülü mesajlar içeren açıklamalardan kaçınmalısınız.
Bu açıklamaların hangi amaçla yapıldığını herkes biliyor. Türkiye’nin demokratik hukuk devleti olma gerçeğini değiştirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Devletin işleyişine müdahale etmek ya da siyasi dengeleri etkilemeye çalışmak, hiçbir sivil toplum kuruluşunun haddine değildir.
Geçmişte olduğu gibi bugün de, hukukun üstünlüğü her şeyin üzerindedir. Kim olursa olsun, hangi güç odakları arkalarında bulunursa bulunsun, Türkiye’nin demokratik düzenine müdahale etmeye çalışanlar hukuk önünde gereken cevabı alacaktır.
Herkes kendi sınırlarını bilmeli ve görev alanına uygun hareket etmelidir. TÜSİAD gibi kuruluşlar, Türkiye’nin kalkınması için çalışmalı, ekonomiye dair çözüm önerileri sunmalı ve iş dünyasının sesi olmalıdır
Türkiye, güçlü bir devlettir ve bu gücü milletinden almaktadır. Bugün olduğu gibi yarın da, halkın iradesi dışında hiçbir güç Türkiye’nin yönetimine yön veremez. Bu gerçeği herkesin kabul etmesi gerekir.
Anasayfa
Yazarlar
Ersin Çelik (Genel Yayın Yönetmeni)
Yazı Detayı
Bu yazı 563 kez okundu.
HEP AYNI ZİHNİYET !
Son günlerde TÜSİAD tarafından yapılan açıklamalar, ülke gündemine adeta bomba gibi düştü. Sivil toplum kuruluşlarının, demokratik bir hukuk devletinde elbette eleştiri yapma hakkı vardır. Ancak bu eleştirilerin kamu düzenini bozacak, devlete meydan okuyan bir niteliğe bürünmesi kabul edilemez.
Geçmişte yaşanan Çevik 1 olayından biliyoruz ki, ekonomik ve siyasi çevreler bazen doğrudan siyaset mühendisliği yapmaya kalkışabiliyorlar. Geçmişte asker gücüyle yapıldı şimdi ise paranın gücüyle yapmaya çalışıyorlar. Zihniyet aynı zihniyet! Bugün de benzer bir girişim mi var, bunu iyi analiz etmek gerekir. Türkiye bir hukuk devletidir ve bu çerçevenin dışına çıkılmasına hiçbir şekilde müsaade edilemez.
TÜSİAD, Türkiye’nin en büyük iş dünyası kuruluşlarından biri olarak ekonomiye yön vermesi, iş insanlarının sorunlarını dile getirmesi ve ülke kalkınmasına katkı sunması beklenen bir yapıdır. Ancak geçmişte de defalarca gördüğümüz gibi, bu kurum zaman zaman ekonomik sınırlarının dışına çıkarak siyasete müdahil olma çabasına girmiştir. Bu, iş dünyasını temsil eden bir kurum için büyük bir hatadır.
Sivil toplum kuruluşları, hangi siyasi parti iktidarda olursa olsun, belirli bir tarafsızlık çizgisinde durmalı, demokratik kurumların işleyişine saygı göstermeli ve kamu düzenini bozacak söylemlerden kaçınmalıdır. Eleştiri yapmak demokratik bir haktır; ancak bunu kamuoyunu tahrik edici, devlete meydan okuyan bir üslupla yapmak kabul edilemez.
Bugün TÜSİAD’ın yaptığı açıklamalar, sadece bir eleştiri niteliği taşımıyor…
Türkiye, demokratik süreçler içinde yönetilen bir hukuk devletidir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ve bu iradeye müdahale etmeye yönelik her girişim, geçmişte olduğu gibi bugün de başarısızlığa mahkûmdur.
Ekonomik çevrelerin veya belirli grupların, siyasi yapıya yön vermeye çalışması, Türkiye’nin demokratik işleyişine zarar verir. Yakın geçmişte de gördük ki, sermaye gruplarının veya belirli lobilerin etkisiyle siyasi dizayn girişimleri sonuçsuz kalmıştır. Çünkü millet iradesi her şeyin üzerindedir ve Türkiye’yi yönetecek olan sadece milletin seçtiği iktidardır.
Bir Elazığlı olarak, TÜSİAD Başkanı’na açıkça seslenmek istiyorum: Siyasi iktidara ayar vermek sizin göreviniz değildir. Ekonomiyle ilgili önerilerde bulunabilirsiniz, iş dünyasının beklentilerini dile getirebilirsiniz, ancak Türkiye’nin yönetim şekline yönelik, örtülü mesajlar içeren açıklamalardan kaçınmalısınız.
Bu açıklamaların hangi amaçla yapıldığını herkes biliyor. Türkiye’nin demokratik hukuk devleti olma gerçeğini değiştirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Devletin işleyişine müdahale etmek ya da siyasi dengeleri etkilemeye çalışmak, hiçbir sivil toplum kuruluşunun haddine değildir.
Geçmişte olduğu gibi bugün de, hukukun üstünlüğü her şeyin üzerindedir. Kim olursa olsun, hangi güç odakları arkalarında bulunursa bulunsun, Türkiye’nin demokratik düzenine müdahale etmeye çalışanlar hukuk önünde gereken cevabı alacaktır.
Herkes kendi sınırlarını bilmeli ve görev alanına uygun hareket etmelidir. TÜSİAD gibi kuruluşlar, Türkiye’nin kalkınması için çalışmalı, ekonomiye dair çözüm önerileri sunmalı ve iş dünyasının sesi olmalıdır
Türkiye, güçlü bir devlettir ve bu gücü milletinden almaktadır. Bugün olduğu gibi yarın da, halkın iradesi dışında hiçbir güç Türkiye’nin yönetimine yön veremez. Bu gerçeği herkesin kabul etmesi gerekir.
Ekleme
Tarihi: 17 Şubat 2025 - Pazartesi

HEP AYNI ZİHNİYET !
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.