Geçtiğimiz günlerde ülkemizde oldukça tepki toplayan ve üzüntü içerisinde bırakan bir olay yaşandı. Hepinizinde bildiği gibi olay neticesinde, bir uyuşturucu bağımlısı genç tarafından 2 gencecik kızımız hayata gözlerini yumdu.  Olayda dikkat çeken birçok nokta olmasına rağmen, benim dikkatimi en çok bu olayı gerçekleştiren gencin uyuşturucu bağımlısı olması özellikle dikkatimi çekti. Neden mi ? Çünkü artık ülkemizin sokaklarında, caddelerinde, köşe başlarında oldukça sık karşılaştığımız bir manzara haline geliyor, uyuşturucu bağımlılığı. Özellikle de ‘’sentetik uyuşturucu’’ sınıfında yer alan ve kimyasal maddelerin bir araya getirilmesiyle oluşan bu maddeler gençlerimi yaş, cinsiyet farketmeksizin günden güne tüketiyor. Ve bu öyle bir madde ki, bu bataklığa düşenin kurtulma şansı çok düşük.  Tahminim şu anda mevcut gençliğimizin %50 si, yaş grubu ve cinsiyet farketmeksizin bu bataklığa düşmüş durumda. İşte tam bu noktada özellikle devletimize, hükümete ve biz ailelere oldukça büyük roller düşüyor. Devletimizin bu noktada, bu bataklığa düşmüş gençlerimizi kurtarmak için, rehabilitasyon merkezleri kurmaları ve sayılarını arttırmaları, uyuşturucuyla mücadele denetimlerini sıklaştırmaları gibi birçok sorumluluk düşüyor . Mevcut hukuk sistemimizde sentetik maddenin cezası zaten ağır, ancak daha farklı yaptırımlar getirilerek bu kişilerin, tam bir rehabilite edilip, topluma bu şekilde kazandırılmaları gerekmektedir. Böylelikle gerçekleşen bu olayda olduğu gibi defalarca yakalanmış ve çözümsüz bir şekilde sokağa geri bırakan bir sistem bize ve ülkemize hiçbir şey katamaz. Kaldı ki; bu olay gibi olupta basına yansımayan onlarca olay olduğuna eminim. Mevcut hükümetin artık gündelik konuları bir kenara bırakıp ülkemizin ciddi anlamda gerçek sorunlarıyla ilgilenmesi vakti geldi, geçiyor da. Ne yazık ki, bu olayda gösteriyor ki mevcut hükümet, gündelik olaylar peşinde koşarken, sokaklarımızda gençlerimiz ellerimizden kayıp gidiyor. En azından uyuşturucu ile suç işleyen bireylerin hiçbir tanı, tedavi ve rehabilitasyon görmeden sokağa geri gönderilmesi yanlızca bir adalet sorunu değil, siyasi, hukuki ve toplumsal bir sorundur. Mevcut yöneticilerin bu gibi toplumsal konulara tamamiyle çözüm odaklı yaklaşıp toplumun bağımlılık dışı kalan bireylerini de aynı titizlikle koruması gerektiği unutulmamalıdır. Tam anlamıyla rehabilitasyonu gerçekleştirilmeyen bağımlılar, topluma karıştıklarında ise, ne yazık ki bu yaşanan olayda da olduğu gibi bir sonuç kaçınılmaz oluyor.  Bu nedenledir ki; özellikle devletimizin, mevcut hükümetin ve meclisimizin bir an önce bu konuda kalıcı ve etkili adımlar atıp, bu konuya yoğunlaşıp sokaklarımızı bu illetten arındırmamız gerekmektedir. Umuyorum ki; bu ve benzeri bir olayla daha karşılaşmayız ve sentetik uyuşturucu madde ile olan mücadelemizi kazanırız