"Bu şehirde algı tavan yapmış. Senin, onun, benim, bunun adamıyım algısı gerçekten midemi bulandırıyor. Görevini edebiyle yapan bir ekibimiz var, hamdolsun. Doğruyu ve yanlışı elimizden geldiği kadar yapıyoruz ve böyle devam edecek. Aslına bakarsak, kurumların yöneticileri layıkıyla görevini yapıyorlar, en azından biz öyle görüyoruz. Yanıldığımızı sanmıyorum; ancak kraldan fazla kralcılık yapan ucuz kahramanlara bunu söylemek doğru olmayacak galiba. Çünkü Don Kişot gibi her yerden çıkıyorlar, kendi üstüne vazife olmayan işlere burnunu sokuyorlar ve 'benim dediğim olacak' deyip sonra 'ben böyle bir şey demedim' diyerek ne kendine ne konumuna yakışmayan hareketler ve kendini aşan sözler sarf edebiliyorlar. Aslında bu zincirleme bir durum. Bakıyorum da, bizimle eşdeğer olan veya olmayan, tabii ki bu hizmetle ilgili yanlış anlaşılmasın. Basın olarak herkes kendinden sorumlu. İyi veya kötü, saygımız sonsuz. Hak edenin hakkı çok önemli. Vebal ağırdır. Yedi personel, her kuruma hizmet ediyor. Kendimi saymıyorum ama bir kelime ile emek heba edenin iki yakası bir araya gelmez diye biliyorum. Uzatmak istemiyorum, aslında üstünü tanımayan, aslını da bilmez ve böyle kime göre, neye göre, kime sordunuz diyebilir işte. Ben de cevaben, 'kimsin, hangi hakla, sen kimsin' demek zorunda kalıyorum."