Sevgili okurlarım öncelikle saygı,sevgi, edep ile sizlere merhaba derim. Günümüz güzel gönlümüz şen olsun isterim. Şimdi mektup gibi oldu ancak;Bazen mektup gerekiyor gibi… Saygı, dürüstlük, edep, hayâ. Rabbim bu saydıklarımızı bizden ve dostlarımızdan eksik etmesin inşallah. Kılıfına göre siyaset olmaz hep böyle oluyor ancak olmaz olmamalı. Bir siyasi yönetici makamını, mevkiini,koltuğunu kullanamıyorsa acilen bırakıp gitmeli. İnsan olan kendine bir adım atana 40 adım olarak geri döner. Biz kimsenin geri dönmesini beklemeden bir adım atarız. İster gelir, ister gelmez bu kişilik meselesidir bunun izahı şahsiyet ile ilgili. Birilerine güzel görüneceksin diye bari yaptığının arkasında dur, dur ki; ‘’helal sana kardeşim, yürüdüğün yol sana mubahtır.’’ diyelim takdir edelim. Gerekirse alkışlayalım saygı duyalım buda böyle deyip bu şekilde kabul edelim Kimseyi küçümsemek haddim değil benim ukala olmadığımı da bilmeyen yoktur. Hatırlatmak lazım Eee … Çaycı misafire ‘’dolap orda kalk suyunu al‘’ der ise, ‘’o dolaba kafanı sokarım’’ cevabını alır ise; bende söylerim sizde ne edep kalmış nede hayâ. Bu edepsizliği anlatmaya kalkarken ev sahibi de görüp yüzünü çevirir ise burada her şey açıktır arkadaş. Daha öncede yaşanıp tekerrür ettiği için açıktır. Bu arada sizin için orada bulunmadık vekilimiz için orada bulunduk. Abilerimiz ve dostlarımız için orada bulunduk. Yani siz benim umurumda bile değilsiniz. Ne çaycın, ne çorbacın nede sen. Gittiğimiz her yerde sandalyemiz vardır,terbiyemizden ve edebimizden kaynaklıdır. Velhasıl kelam sevgili arkadaşlar ben davamı tanır, dostlarım için çırpınırım,ahde vefayı gayet iyi bilir, ona göre davranırım. Size de tavsiyem ; yanınızda ki,yörenizde ki kıymetli insanlardan bir şeyler öğrenin ona göre yaşayın. Koltuğunuz bugün var yarın yok itibar her daim kolda bileziktir. Kıymetini bilmek lazım . Ben bu konuda ceketimi astım. Bekledim vazifemi yaptım erdemli olan yine ben oldum. Ne Mutlu Türk’üm Diyene.