Tesla Holding Group İş İlanı
Şemsettin Yılmaz Yeni
Berfin Karaaslan
Köşe Yazarı
Berfin Karaaslan
 

Her Kadın Yaşamayı Hak Ediyor!

Yeter artık! Kadın cinayetleri, toplumun en büyük utancı haline geldi. Her gün bir kadın daha vahşice katlediliyor ve bizler hala sesimizi çıkarmıyoruz. Bu nasıl bir duyarsızlıktır Artık bu kan dondurucu haberleri duymaktan bıktık! Kadın cinayetleri, yalnızca bir kadının hayatını değil, ailelerin ve toplumun bütünlüğünü de yerle bir ediyor. Her gün bir kadın daha, şiddetin kurbanı oluyor ve bu artık dayanılmaz bir hal aldı. Kadınların yaşam hakları, temel bir insan hakkıdır. Hiçbir mazeret, bu cinayetleri açıklayamaz. Toplum olarak bu duruma sessiz kalamayız; hep birlikte ayağa kalkmalı, "Yeter!" demeliyiz! Kadınların güvende olması için mücadele etmeliyiz. Her kadının yaşama hakkı var ve bunu korumak bizim elimizde! Birçok kadın, her gün bu tür tehditlerle yüz yüze. Korku içinde yaşamak zorunda bırakılıyorlar. Kadın cinayetleri hakkında konuşmak, tartışmak önemli ama bu konuşmaların bir anlamı olmalı. Yasal düzenlemeler yeterli mi? Toplum olarak bu zihniyeti nasıl değiştirebiliriz? Her bir kayıp, bir daha asla yaşanmaması gereken bir acı olmalı. Bir kadın, evinde, sokakta, hatta en güvende olduğu yerlerde bile güvende olamıyorsa, bu toplumun ne kadar hasta olduğunu gösterir. İkbal’in cinayeti, bir kadının hayatının, bir insanın ruhunun, bir ailenin geleceğinin nasıl hiçe sayıldığını simgeliyor. Hangi çağda yaşıyoruz ki, bir insanın hayatı bu kadar kolayca sona erdirilebiliyor? Hangi zihniyet, bir kadının yaşamını bu denli hoyratça çiğneyebiliyor? Kadın cinayetleri, sadece birkaç istatistikten ibaret değildir. Her bir cinayet, ardında bıraktığı acı ve yasla birlikte, birer hikaye, birer yaşam, birer hayal kırıklığıdır. Bizler, bu hikayeleri yalnızca gazetelerde, sosyal medya paylaşımlarında görmüyoruz; bu hikayeler, toplumun damarlarında, ailelerin kalplerinde yaşamakta. İkbal’in yaşadığı korku, annesinin gözündeki dehşet, bir daha asla unutulmayacak bir yara olarak kalacak. Toplum olarak, bu vahşete karşı sessiz kalmak, bu cinayetlerin birer özrü haline gelmekte. Her bir kayıptan sonra yaşanan tartışmalar, her defasında döngüsel bir trajedi olarak geri dönüyor. Adalet sisteminin yetersizliği, şiddet kültürünün içselleştirilmesi, ve bu konuda farkındalık yaratmaktan uzak durmamız, her geçen gün daha fazla kadının hayatına mal oluyor. Artık bir şeyler değişmeli. Sesimizi yükseltmeli, bu tür cinayetlere karşı ortak bir duruş sergilemeliyiz. İkbal Uzuner’in katledilişi, yalnızca onun kaybı değil; toplum olarak hepimizin kaybıdır. Her birimiz, bu çürümüş sisteme karşı birer nefer olmalı, kadınların haklarını savunmalı ve onlara yönelik şiddeti lanetlemeliyiz. Bir daha asla bu tür bir cinayet yaşamamalıyız. İkbal’in anısı önünde saygıyla eğiliyorum . Kadınların hayatı, toplumun onuru demektir. Her kadın, sevdiklerinin yanındayken bile güvende olmalıdır. Bizler, bu güvensizlik kültürüne karşı mücadele etmeliyiz. Unutmayın, sessizlik yalnızca cinayetlerin işlenmesine yardımcı olur. Şimdi, hep birlikte sesimizi yükseltme zamanı! Kadınlar, hayata değer katıyor, güvenli bir yaşamı sonuna kadar hak ediyor! Artık sessiz kalmak yok! Hep birlikte “Yeter!” demek zorundayız. Bu vahşete göz yummak, suça ortak olmaktır. Kadına yönelik şiddete karşı sesimizi yükseltmeliyiz; adalet için ayağa kalkmalıyız! Her kadın, sevdikleriyle birlikte huzur içinde yaşamalıdır. Bu kirli döngüyü kırmak için şimdi birleşme zamanı! Kadın cinayetlerine son vermek için el birliğiyle mücadele 
Ekleme Tarihi: 08 Ekim 2024 - Salı
Berfin Karaaslan

Her Kadın Yaşamayı Hak Ediyor!

Yeter artık! Kadın cinayetleri, toplumun en büyük utancı haline geldi. Her gün bir kadın daha vahşice katlediliyor ve bizler hala sesimizi çıkarmıyoruz. Bu nasıl bir duyarsızlıktır

Artık bu kan dondurucu haberleri duymaktan bıktık! Kadın cinayetleri, yalnızca bir kadının hayatını değil, ailelerin ve toplumun bütünlüğünü de yerle bir ediyor. Her gün bir kadın daha, şiddetin kurbanı oluyor ve bu artık dayanılmaz bir hal aldı.

Kadınların yaşam hakları, temel bir insan hakkıdır. Hiçbir mazeret, bu cinayetleri açıklayamaz. Toplum olarak bu duruma sessiz kalamayız; hep birlikte ayağa kalkmalı, "Yeter!" demeliyiz! Kadınların güvende olması için mücadele etmeliyiz. Her kadının yaşama hakkı var ve bunu korumak bizim elimizde!

Birçok kadın, her gün bu tür tehditlerle yüz yüze. Korku içinde yaşamak zorunda bırakılıyorlar. Kadın cinayetleri hakkında konuşmak, tartışmak önemli ama bu konuşmaların bir anlamı olmalı. Yasal düzenlemeler yeterli mi? Toplum olarak bu zihniyeti nasıl değiştirebiliriz? Her bir kayıp, bir daha asla yaşanmaması gereken bir acı olmalı.

Bir kadın, evinde, sokakta, hatta en güvende olduğu yerlerde bile güvende olamıyorsa, bu toplumun ne kadar hasta olduğunu gösterir. İkbal’in cinayeti, bir kadının hayatının, bir insanın ruhunun, bir ailenin geleceğinin nasıl hiçe sayıldığını simgeliyor. Hangi çağda yaşıyoruz ki, bir insanın hayatı bu kadar kolayca sona erdirilebiliyor? Hangi zihniyet, bir kadının yaşamını bu denli hoyratça çiğneyebiliyor?

Kadın cinayetleri, sadece birkaç istatistikten ibaret değildir. Her bir cinayet, ardında bıraktığı acı ve yasla birlikte, birer hikaye, birer yaşam, birer hayal kırıklığıdır. Bizler, bu hikayeleri yalnızca gazetelerde, sosyal medya paylaşımlarında görmüyoruz; bu hikayeler, toplumun damarlarında, ailelerin kalplerinde yaşamakta. İkbal’in yaşadığı korku, annesinin gözündeki dehşet, bir daha asla unutulmayacak bir yara olarak kalacak.

Toplum olarak, bu vahşete karşı sessiz kalmak, bu cinayetlerin birer özrü haline gelmekte. Her bir kayıptan sonra yaşanan tartışmalar, her defasında döngüsel bir trajedi olarak geri dönüyor. Adalet sisteminin yetersizliği, şiddet kültürünün içselleştirilmesi, ve bu konuda farkındalık yaratmaktan uzak durmamız, her geçen gün daha fazla kadının hayatına mal oluyor.

Artık bir şeyler değişmeli. Sesimizi yükseltmeli, bu tür cinayetlere karşı ortak bir duruş sergilemeliyiz. İkbal Uzuner’in katledilişi, yalnızca onun kaybı değil; toplum olarak hepimizin kaybıdır. Her birimiz, bu çürümüş sisteme karşı birer nefer olmalı, kadınların haklarını savunmalı ve onlara yönelik şiddeti lanetlemeliyiz.

Bir daha asla bu tür bir cinayet yaşamamalıyız. İkbal’in anısı önünde saygıyla eğiliyorum . Kadınların hayatı, toplumun onuru demektir. Her kadın, sevdiklerinin yanındayken bile güvende olmalıdır. Bizler, bu güvensizlik kültürüne karşı mücadele etmeliyiz. Unutmayın, sessizlik yalnızca cinayetlerin işlenmesine yardımcı olur. Şimdi, hep birlikte sesimizi yükseltme zamanı!

Kadınlar, hayata değer katıyor, güvenli bir yaşamı sonuna kadar hak ediyor! Artık sessiz kalmak yok! Hep birlikte “Yeter!” demek zorundayız. Bu vahşete göz yummak, suça ortak olmaktır. Kadına yönelik şiddete karşı sesimizi yükseltmeliyiz; adalet için ayağa kalkmalıyız!

Her kadın, sevdikleriyle birlikte huzur içinde yaşamalıdır. Bu kirli döngüyü kırmak için şimdi birleşme zamanı! Kadın cinayetlerine son vermek için el birliğiyle mücadele 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve elazigbulten.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.