İnsanlar Vefayı Bilmez Olmuş
‘’Vefalı dost’’ diyenler vefamızdan kuşku duyar olmuş.
Bizim duruşumuz, tutumumuz bellidir.
Önce aynaya bakacaksınız. Kim vefalı, kim değil. Kendinize soracaksınız.
Beni, bizi tanımış, tanımamış veya tanıyamamış iseniz sizin sorununuz. Gerisi bizi bağlamaz. Söylemekten, yazmaktan usandım. Siz hala leylek gibi laklak etmekten usanmadınız.
Her türlü yolu denediniz bizi yıldıramadınız.
Sizin gücünüz vardır, doğrudur. Sizin itibarınız vardır, doğru.
Ama size göre vardır. ,Doğrusuyla yanlışıyla sizin olsun. Rabbim yolunuzu bahtınızı açık etsin.
Hamdolsun sahte düşlerden, yalan dünyalardan uzaklaşalı yıllar oldu. Siz bilmez iken biz o dünyalarda çok gezdik. Bakın keyfinize.
Bırakalım vefa bilmez, vefasızları da. İşimize bakalım.
Konuşunca mangalda kül bırakmayan, zannedersiniz kitapları yutmuş, asil mi asil, yiğit mi yiğit, harama el uzatmayan asilzade, Vezir-i Azam kılığına girmiş. Oysaki altı boş, kumaşı çürük, elini atsan cırt diye yırtılacak.
Bir sürü kibir abidesi türemiş, akıllarınca aba altından soba gösteriyorlar.
Siz siyaset yapıyorsunuz.
Biz de kendi işimizi.
Geçmiş defterleri açarız demekle siyaset yapılmaz.
Buyurun açın, hamt olsun bizimki kuru.
Biz siyaset yapmıyoruz, siz siyaset yapmaktasınız.
Konu defter ise sizinki hem karışık, hem kuruşuk.
Anlamsızsınız sevgili filozoflar, doğru olan doğrudur zaten.
Bakın size vefalı dost nasihati, eğer ekip biçeceğimiz tarlamız var ise eker, biçer ekmeğimize bakarız. Helalinden olmazsa ne eker, nede biçeriz. Bizim tek derdimiz ekmek. Evet, karnımız tok, doğrudur. Rabbim bizi aç, susuz bırakmadı. Rızık Allah'tan iman etmişiz.
Velhasıl filozof kardeşler, gözünüzde ne olduğumuzun önemi yok umurumuzda bile değil. Siz bizim gözümüzde ne oldunuz asıl önem arz eden bu bizce.
Prens olmak kolay oldu belki, ama kral olamayacaksınız.
Haydi rastgele.