ELAZIĞSPOR YÖNETİMİ RADİKAL DAVRANMALI
Malesef Elazığspor’la ilgili tahminimde yanıldım ve üzüldüm.
Takımın bu halleri kalitesi ile bağdaşmıyor. Oysa Çarşamba günü antrenmanı izledim. Gayet azimli, mutlu bir takım gördüm. Açıkçası umutlandım. Kesin gözüyle galip geliriz diye düşünüyordum. Ve hüsran…
Şimdi günah keçisi aramanın anlamı yok. Sevgili Elazığspor taraftarı sabır ile beklemekten başka yol yok. Yönetime söylenecek hiçbir şey yok ancak futbolculara söylenecek çok şey var aynen şöyle..
Ya adam gibi mesleğinizi icra edin, ya da geldiğiniz gibi defolun gidin kardeşim. Elazığ’ın yükünü her delikanlı taşıyamaz. Delikanlı olun insanların duyguları ile oynamayın. Adam gibi futbol oynayın
Yönetimi ve takımı için fedakârlık eden seyirciyi fazla kızdırmayın. Paspas olursunuz demedi demeyin
Elazığspor’un sevgili fanatik taraftarları özelden yazdıklarınıza kısmen katılırım. Yorum yapmakta hakkınız, haykırmak ta hakkınız. Saygı duyuyorum ama; hiç bir Yönetim takımının bu haline sevinmez bu nettir. Bu görevleri kısmen bende icra ettim. Başarılı da olduğumuza inanıyorum. Tarih belli, yapılanlar belli. Bir çiftlikte çok horoz öterse gürültü çok olur.
Yumurta üretmenin başarı için tecrübeli dostlardan faydalanmak lazım. Geçmişte başarısız olan, gelecekte de başarısız olacaktır. Bunu iyi bilmek lazım. Örnek: Gel Nejat Uygur’a de ki; “Tiyatroyu bırak seni bakan yapacağız. Olmaz arkadaş olmaz. Bu adam yapamaz, aklı olsa zamanında yapardı!
Velhasıl kelam kıyım olmazsa bu takımda başarı olmaz benim düşüncem bu yönde. En az 4 sporcu süresiz kadro dışı olmalı ki herkes haddini bilmeli. Özelden yazan arkadaşlar durum bu. Yönetim radikal davranmalı demek istiyorum.
FİLİSTİN
İsrail-Filistin çatışması sadece Orta-Doğu’nun değil dünya çapındaki etkisinden dolaylı aynı zamanda uluslararası bir meseledir. Yerel görünümlü mesele aynı zamanda Müslüman ve Arap devletlerinin yanı sıra Avrupa ve Amerika’nın doğrudan ve/ya dolaylı olarak müdahil olduğu küresel bir sorundur. İsrail Devletinin izlediği Siyonist politikalar ve Batı dünyasının buna seyirci kalması bölgedeki savaşı tırmandırmış ve barış umudunu zayıflatmıştır.
Dünyanın neresinde olursa olsun bir din kardeşimizin feryadını duymakla beraber, İman coşuyor, kalp ümmet diyor. Mesele ümmet ise cümleler yürekten kaleme, kalemden mısralara süzülüyor. Hepimiz biliyoruz ki; Filistin bir ülke meselesi değil ümmetin meselesidir.
Mescidi aksa Müslümanların ilk kıblesidir. Şu an işgal altındadır, dolayısıyla tehlikededir. Bu tehlike ancak İsrail işgalinin kalkmasıyla sona erecektir.
İsrail işgalinin sonlandırılması öyle arabalara binip konvoyla düdük çalarak kahrolsun İsrail diyerek yapılamaz. Rahmetli Erbakan hocamız şöyle derdi: Öyle kahrolsun İsrail sloganlarıyla İsrail kahrolmaz, icraata geçmek gerekir. İsrail laftan anlamaz, İsrail ancak güçten anlar.!
Yine rahmetli Erbakan hocamız yapmış olduğu bir mitingte Filistin ile ilgili şu tarihi sözleri söyledi. BİRGÜN GELECEK, İSRAİLE ÖYLE BİR TOKAT ATACAĞIZ Kİ, HAYATI GÖZÜNÜN ÖNÜNDEN GAZZE ŞERİDİ GİBİ GEÇECEK. NASIL Kİ KIZILDENİZ FİRAVUNA MEZAR OLDUYSA, AKDENİZ DE İSRAİLE MEZAR OLACAK.