Son günlerde ülkemiz üzerinden yürütülen planlara bir yenisi eklendi . Göçmen problemi .
Bir kesim göçmenleri bir insaniyet vasfı olarak hoşgörüyle karşılarken, bir kesimde göçmenlerin oluşturabileceği problemleri gösterdi .
Evet , dinimiz bize bu insanlara sahip çıkmayi emretti . Ancak ne şartlarla ?
Savaştan kaçıp , eşini çocuğunu kısaca namusunu ve dahi vatanını teroristlere bırakıp gelen bu insanlar neden bizlere bir dini vazifeymiş gibi gösteriliyor ? Peki Dinimiz bu konuda ne emrediyor bunu biliyor muyuz ?
Dinimiz savaştan kaçan erkekleri dinden çıkmış sayarken, hele hele namusunu toprağını tek kurşun sıkmadan gelen bu erkek ordusunu kabul etmemizi isteyenlerin amacı nedir ? Sözde kendini ''hümanist'' olarak tanımlayan kesim son bir kaç gündür ardi ardına gelen 15 yaş altı çocuklarımızın evlatlarımızın bu sözde göçmenler tarafindan gerçekleştirilen taciz ve tecavüz olaylarina ses çıkarmamaları ise çok ironik değilmi ? Özellikle bu taciz ve tecavüz olaylarının artık cinsiyet dahi ayırt etmeyip erkek çocuklarınıda kapsaması akıllara farklı sorular getiriyor . Biraz araştirıldığında Afganistan Kültüründe yer alan '''oğlan oyunu'' adi verilen bu mide bulandırıcı geleneğin sonuçları olabileceği akıllara geliyor . Bitmedi .
Bazı sosyal paylaşım sitelerinde ise bu göçmenlerin acmış olduğu hesaplarda sokakta yürüyen kız kardeşlerimizi , annelerimizi kayda alıp paylaştıkları çok net görülüyor . Şimdi tekrar soralım . Bu olayların dinde ve imanda yeri nedir ? Yada bu olaylardan biri o ''Humanist'' kişiliklerin başına geldiğinde hala aynı söylemleri sürdürebileceklerine ben inanmıyorum.
Bunlarda yetmediği gibi, dün gece Ankarada 2 TÜRK gencinin bıçaklanmasıyla uyuduk. Bu sabah uyandığımız gibi ülkemizin sahil kesimlerinden birinde bu sözde mülteciler kaçıp geldikleri savunmadıkları Ülkelerinin bayraklarını bizim sahilimize dikmeye heveslendikleriyle güne başladık . Ufak bir hatırlatma bayrak demek şan, seref , namus demek , toprak ve altında binlerce kefensiz yatan demek ! Tanıdık gelmiştir umarım .
Son olarak , Atatürk'ün de dediği gibi '' Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. '' sozunu hatirlayip, ilk vazifemizi yerine getirilmesi ve toplumumuzu demografik yapisinin ve inanc gereklerimizin bozulmasina izin verilmemesi icin birlik olup , masa başına toplanip bu sorunun bir an önce Türk halkinin yararina olacak şekilde çözüme kavuşturulmasi gerekmektedir.