“Şimdi iki tane hayvan söyleyeyim size; biri cey lan, biri eşek. Hangisi toplum içinde itibar görür? Cey lan değil mi? Peki, neden eşek değil?
-Eşek çünkü, değil mi?
Bakın, bir şey söylemem gerekir. Çok tuhaftır ki, ne kadar insanlara hizmet ederseniz, ne kadar in sanların işine yararsanız, ne kadar insanlara faydanız olursa o kadar değeriniz düşer. Ne kadar toplumdan uzak yaşarsanız, ne kadar toplumu tanımaz, umur samazsanız, ne kadar insanlardan kaçarsanız, uzak durursanız o kadar da değerli olursunuz. Buyurun, eşek; insanların yüzyıllardır yükünü taşıyan, çilesini çeken, yük taşıdığı için dayak yiyen hayvan. Onun da gözleri güzel, ama kimseye ‘eşek gözlüm’ demeyiz! Ceylan ise toplumdan uzak yaşar, kimseyi sallamaz. Kimse doğru düzgün görmez bile, ama herkes ‘cey lan’ diyince iltifat eder. ‘Ceylan gözlüm’ falan der. İşte hayvanlar alemini bile haksızlıkla süsleyen bir toplum var. Eeee, yükünü taşıyan eşek mi? Eti lezzetli ceylan mı? Yamyamlar sizi, yiyin birbirinizi, bakalım!”
SAVAŞ MI VAR NE?
“Önemli bir konu daha var aslında. Şimdi bakı yorum, sivil toplum kuruluşları içerisinde savaş söz konusu.
Neler oluyor anlayamadık, birileri bir şeyler karış tırıyor ama durun bakalım. Kokusu çıkar.
Ancak sivil toplum örgütleri içerisinde bu tür olaylar hiç de hoş değil. Demek ki sorun var gibi. Bir takım kopukluklar olduğunu biliyordum ancak bu kadar uzun boylu olduğunu tahmin etmiyordum. Filmler kopmuş gibi. Benden size tavsiye olsun, şid det sivil toplum kuruluşlarında en son düşünülecek konudur. Kendinize gelin!
Siz işçilerin hakları ve çıkarlarını koruyup kolla yacağınıza, kendi çıkar ve menfaatlerinize düştüğünüz görülüyor. Tabii bunu geneline söylemek doğru ol maz, temiz, düzgün, liyakatli yöneticilerin varlığından da haberdarız. Zaten görünüyor herşey.
Bu tür olaylar ile bir sivil toplum kuruluşunun adı nın yan yana geçmesi dahi kabul edilemez ve bizleri derinden üzüyor. ”