Şemsettin Yılmaz Yeni
Berfin Karaaslan
Köşe Yazarı
Berfin Karaaslan
 

Eğitimde Ego ve Akran Zorbalığı

Günümüzde okullarda yaşanan akran zorbalığı, birçok çocuğun eğitim hayatını olumsuz yönde etkileyen ciddi bir sorun haline gelmiştir. Çocukların, arkadaşları tarafından dışlandığı, küçümsendiği ya da psikolojik olarak baskı altında tutulduğu bu durum, yalnızca bireylerin ruhsal sağlığını tehdit etmekle kalmaz, aynı zamanda eğitim sisteminin temellerini de sarsar. Bu noktada, eğitimcilerin rolü ve sorumluluğu son derece kritik bir hal alır. Eğitimciler, çocukların gelişiminde belirleyici bir etkiye sahip olmalarına rağmen, bazen bu güçlerini kötüye kullanarak, kendi egolarını tatmin etme aracı haline getirebilmektedirler. Bazı öğretmenler, sınıf ortamında kendilerini otorite figürü olarak konumlandırarak, çocukların üzerlerinde baskı kurma yolunu seçmektedir. Bu durum, eğitimde sağlıklı bir iklimin oluşmasına engel olmakta ve zorbaların cesaret bulmasına neden olmaktadır. Oysa gerçek eğitimciler, çocukların duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını gözeten, onları destekleyen ve cesaretlendiren bireyler olmalıdır. Akran zorbalığı, genellikle sınıf içindeki hiyerarşik yapıdan beslenmektedir. Öğretmenlerin, sınıf ortamında adaleti sağlama konusunda gösterdiği yetersizlik, zorbaların daha da cesaretlenmesine yol açar. Zorbalar, kendilerine yönelik herhangi bir yaptırım ya da denetim olmadığını düşündüklerinde, daha da saldırgan hale gelirler. Dolayısıyla, eğitimcilerin bu duruma karşı ciddi bir tavır alması ve sınıf ortamında eşitlikçi bir yaklaşım sergilemesi hayati önem taşımaktadır. Eğitimcilerin, çocuklar üzerinden kendi egolarını tatmin etme eğilimleri, özellikle eğitim sisteminin dinamiklerini olumsuz etkilemektedir. Öğrencilerin başarısızlıkları, öğretmenlerin yetersizliklerini gizlemek için birer bahane haline gelmektedir. Bu tür bir yaklaşım, yalnızca çocukların akademik gelişimlerini değil, aynı zamanda kişilik gelişimlerini de olumsuz yönde etkilemektedir. Gerçek eğitimciler, bilgi aktarmanın ötesine geçip, çocukların kendilerini güvende hissetmelerini sağlamak ve onlara destek olmak zorundadır. Akran zorbalığı, eğitimcilerin karşılaştığı en önemli meselelerden biridir ve bu sorunun üstesinden gelmek, yalnızca bireylerin değil, tüm eğitim sisteminin sağlığı için büyük bir gerekliliktir. Eğitim ortamının sağlıklı bir şekilde işlemesi için öğretmenlerin kendi rollerini sorgulaması ve sınıf içinde adil, destekleyici bir tutum sergilemesi şarttır. Gerçek eğitimciler, sadece bilgi aktaran değil, aynı zamanda öğrencilerinin duygusal ve sosyal gelişimlerine katkıda bulunan, onlara güven veren ve potansiyellerini ortaya çıkarmalarına yardımcı olan kişilerdir. Eğitim, çocuklarımızın geleceğini şekillendiren bir süreçtir; bu süreçte, her bireyin kendini güvende hissetmesi ve desteklenmesi, eğitimin en temel hedeflerinden biri olmalıdır. Eğitimin amacı, çocukları güçlendirmek, onları birer birey olarak yetiştirmek ve topluma faydalı, özgüvenli bireyler olarak kazandırmaktır. Bu sorumluluk hepimizin, özellikle de eğitimcilerin üzerinde büyük bir yükümlülüktür.
Ekleme Tarihi: 05 Kasım 2024 - Salı
Berfin Karaaslan

Eğitimde Ego ve Akran Zorbalığı

Günümüzde okullarda yaşanan akran zorbalığı, birçok çocuğun eğitim hayatını olumsuz yönde etkileyen ciddi bir sorun haline gelmiştir. Çocukların, arkadaşları tarafından dışlandığı, küçümsendiği ya da psikolojik olarak baskı altında tutulduğu bu durum, yalnızca bireylerin ruhsal sağlığını tehdit etmekle kalmaz, aynı zamanda eğitim sisteminin temellerini de sarsar. Bu noktada, eğitimcilerin rolü ve sorumluluğu son derece kritik bir hal alır.
Eğitimciler, çocukların gelişiminde belirleyici bir etkiye sahip olmalarına rağmen, bazen bu güçlerini kötüye kullanarak, kendi egolarını tatmin etme aracı haline getirebilmektedirler. Bazı öğretmenler, sınıf ortamında kendilerini otorite figürü olarak konumlandırarak, çocukların üzerlerinde baskı kurma yolunu seçmektedir. Bu durum, eğitimde sağlıklı bir iklimin oluşmasına engel olmakta ve zorbaların cesaret bulmasına neden olmaktadır. Oysa gerçek eğitimciler, çocukların duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını gözeten, onları destekleyen ve cesaretlendiren bireyler olmalıdır.
Akran zorbalığı, genellikle sınıf içindeki hiyerarşik yapıdan beslenmektedir. Öğretmenlerin, sınıf ortamında adaleti sağlama konusunda gösterdiği yetersizlik, zorbaların daha da cesaretlenmesine yol açar. Zorbalar, kendilerine yönelik herhangi bir yaptırım ya da denetim olmadığını düşündüklerinde, daha da saldırgan hale gelirler. Dolayısıyla, eğitimcilerin bu duruma karşı ciddi bir tavır alması ve sınıf ortamında eşitlikçi bir yaklaşım sergilemesi hayati önem taşımaktadır.
Eğitimcilerin, çocuklar üzerinden kendi egolarını tatmin etme eğilimleri, özellikle eğitim sisteminin dinamiklerini olumsuz etkilemektedir. Öğrencilerin başarısızlıkları, öğretmenlerin yetersizliklerini gizlemek için birer bahane haline gelmektedir. Bu tür bir yaklaşım, yalnızca çocukların akademik gelişimlerini değil, aynı zamanda kişilik gelişimlerini de olumsuz yönde etkilemektedir. Gerçek eğitimciler, bilgi aktarmanın ötesine geçip, çocukların kendilerini güvende hissetmelerini sağlamak ve onlara destek olmak zorundadır.
Akran zorbalığı, eğitimcilerin karşılaştığı en önemli meselelerden biridir ve bu sorunun üstesinden gelmek, yalnızca bireylerin değil, tüm eğitim sisteminin sağlığı için büyük bir gerekliliktir. Eğitim ortamının sağlıklı bir şekilde işlemesi için öğretmenlerin kendi rollerini sorgulaması ve sınıf içinde adil, destekleyici bir tutum sergilemesi şarttır. Gerçek eğitimciler, sadece bilgi aktaran değil, aynı zamanda öğrencilerinin duygusal ve sosyal gelişimlerine katkıda bulunan, onlara güven veren ve potansiyellerini ortaya çıkarmalarına yardımcı olan kişilerdir. Eğitim, çocuklarımızın geleceğini şekillendiren bir süreçtir; bu süreçte, her bireyin kendini güvende hissetmesi ve desteklenmesi, eğitimin en temel hedeflerinden biri olmalıdır. Eğitimin amacı, çocukları güçlendirmek, onları birer birey olarak yetiştirmek ve topluma faydalı, özgüvenli bireyler olarak kazandırmaktır. Bu sorumluluk hepimizin, özellikle de eğitimcilerin üzerinde büyük bir yükümlülüktür.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve elazigbulten.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.