“Bunu hiç unutma evlat Batı hiçbir zaman uygar olmamıştır ve bugünkü refahı,devam edegelen sömürgeciliği,döktüğü kan,akıttığı gözyaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur.Vefatının 19.yılında Bilge kralı Rahmetle anıyorum ”Bu hafta sizlere Bosna Hersek in ilk Cumhurbaşkanı,fikir ve dava adamı Aliya İzzetbegoviç in Türk halkına yazdığı mektuptan bazı bölümleri paylaşmak istiyorum Merhaba efendim ben Aliya Bosna Hersek in Cumhurbaşkanı’yım sizi Devlet-i Aliyyenin en güzel şehirlerinden birinden Saraybosna’dan selamlıyorum bu kısacık sohbetimizde parçası olduğumuz Avrupa’dan, Avrupa’nın ve Batının aslında ne olduğuna dair bazı tecrübelerimden bahsetmek istiyorum.mladiç askerleriyle Potocari deki kampa geldi sığınan bütün sivillerin kendisine teslim edilmesini istedi.O gün,orada bulunmalarının tek sebebi,silahsız ve korunmasız halde kendilerine yalvaran halkı korumak olan birliğin komutanı, hiçbir direnç göstermeden bu isteği kabul etti.Şimdi gözlerinizi kapatın ve kadın,çocuk,yaşlı yirmi bin kişinin aynı anda “bizi teslim etmeyin,öldürecekler”diye yalvardığını düşünün.Nasıl hüzünlü ve uğultulu bir ses değilmi?.Bu sesi umursamamak için ne kadar zalim olmanız gerekir,bir fikriniz varmı?Peki o gün orada neler oldu?Bize yapılan herşeyi affedebiliriz ama kadınlarımıza ve çocuklarımıza yapılanları asla affetmeyeceğiz 9 yaşında henüz ergenliğe girmemiş bir erkek çocuğu düşünün yanında annesi var Birgün Sırp askerler, çocuğun kafasına silah dayıyorlar ve ondan çırılçıplak soyundukları kadına yani annesine tecavüz etmesini istiyorlar sonunda askerlerin istediğini yapamayınca kafasına yediği tek kurşunla ölüyor. Bu sırada Hollandalı barış gücü askerleri kulaklarına takılı kulaklıkla müzik dinliyorlar bir kadın, kucağında 5 yaşında kız çocuğu iki asker kızı annesinin kucağından indirmeden kadının ellerini ve bacaklarını iki yana açıp 3 askerin tecavüzüne yardım ediyor. Bu sırada Birleşmiş Milletler komutanı askerlerin önderi mladiçle aynı masada bira içiyor bir bebek kampın etrafındaki binlerce insan gibi ağlıyor sesi, askerleri rahatsız etmiş annesine “kes şunun sesini” diye bağırıyorlar kadın bebeğini sarıp sarmalıyor susturmaya çalışıyor ama başaramıyor. Asker sen susturamazsan ben sustururum deyip elindeki çakıyla bebeğin dilini kesip yere atıyor. O gün bütün Avrupa bizi yalnız bıraktı. Üç gün içinde 8.000 vatandaşımızı katlettiler ve toplu mezarlara gömdüler. Binlerce kadınımıza tecavüz ettiler. Binlerce çocuğumuzu yetim yetim bıraktılar. Önce Hepsini sıraya dizip tek tek öldürmeye başlamışlar. Elinize kazma kürek verildiğini, bir çukur kazdırıldığını sonra kafanıza bir kurşun sıkıldığını düşünün. Biraz zaman geçince işin çok uzun süreceğini anlıyorlar bu kez,yirmili, otuzlu, kırklı gruplar halinde daha büyük çukurlar kazdırıyorlar ve bu kuyuların içine atıp üstlerine kurşun yağdırıyorlar bu kez de çok fazla mermi harcandığını anlayıp çukurlara doldurulan kardeşlerimizin üstüne bomba atıp onları paramparça ediyorlar. Unutma Türkün evladı biz, kendi çocuklarımıza en azından tebessüm edebilsinler diye yaşadıklarımızı yeni nesillere anlatmıyoruz. Ama sen bizim yaşadıklarımızı sakın unutma. Biz senin kardeşin olduğumuz için öldürüldük, boğazlandık, tecavüze uğradık. Senin hafızana sahip olduğumuz için toplu mezarlara gömüldük, yok edildik. Türk'ün evladı bizim korumaya çalıştığımız Sancak Yemen'de Çanakkale'de Filistin'de Kırım'da açe de,Türkistan'da korunmak istenen sancaktı. O, ne bir dinin, ne bir ırkın, ne bir dilin, ne de bir mezhebin sancağıydı. İnsanlığın tek başına insan olmanın temsiliydi. Sömürgecilerin karşısında sakın yere düşme. Biz Çanakkale'den sonra direnişi devam ettiren nesiliz, sen direnişin değil dirilişin nesli olacaksın korumak için değil, düzen kurmak için çalışacaksın. Sen varsan biz olacağız sen ayaktaysan biz yaşayacağız.Ama unutma sömürgeciler seni tamamen Asya'ya sürmek için planlarını adım adım işletecekler bir gün sıra sana da gelecek seni yok etmek için bin yıldır hazırlananlar bir gün bile durmadan çalışıyorlar sen Türksün. Bir ırk, bir din bir mezhep değilsin olamazsın. Batı Haçlı seferlerini düzenlerken Araplara Arap demiyordu, Türk diyordu. Çanakkale'de Kürtleri boğazlarken onlara Kürt demiyordu, Türk diyordu ne zaman ki onların çıkarı için yeni devletlere ihtiyaç duydu, Arab’a Arap demeye başladı seni ondan onu senden ayırdı. Türk'ün evladı sen var olmak zorundasın bu yüzden bir ve beraber olmak zorundasın Türk'ün evladı bizi, onların bize yaptıklarını ve sorumluluğunu sakın unutma..
Anasayfa
Yazarlar
Aykut Türk
Yazı Detayı
Bu yazı 386+ kez okundu.
Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç
“Bunu hiç unutma evlat Batı hiçbir zaman uygar olmamıştır ve bugünkü refahı,devam edegelen sömürgeciliği,döktüğü kan,akıttığı gözyaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur.Vefatının 19.yılında Bilge kralı Rahmetle anıyorum ”Bu hafta sizlere Bosna Hersek in ilk Cumhurbaşkanı,fikir ve dava adamı Aliya İzzetbegoviç in Türk halkına yazdığı mektuptan bazı bölümleri paylaşmak istiyorum Merhaba efendim ben Aliya Bosna Hersek in Cumhurbaşkanı’yım sizi Devlet-i Aliyyenin en güzel şehirlerinden birinden Saraybosna’dan selamlıyorum bu kısacık sohbetimizde parçası olduğumuz Avrupa’dan, Avrupa’nın ve Batının aslında ne olduğuna dair bazı tecrübelerimden bahsetmek istiyorum.mladiç askerleriyle Potocari deki kampa geldi sığınan bütün sivillerin kendisine teslim edilmesini istedi.O gün,orada bulunmalarının tek sebebi,silahsız ve korunmasız halde kendilerine yalvaran halkı korumak olan birliğin komutanı, hiçbir direnç göstermeden bu isteği kabul etti.Şimdi gözlerinizi kapatın ve kadın,çocuk,yaşlı yirmi bin kişinin aynı anda “bizi teslim etmeyin,öldürecekler”diye yalvardığını düşünün.Nasıl hüzünlü ve uğultulu bir ses değilmi?.Bu sesi umursamamak için ne kadar zalim olmanız gerekir,bir fikriniz varmı?Peki o gün orada neler oldu?Bize yapılan herşeyi affedebiliriz ama kadınlarımıza ve çocuklarımıza yapılanları asla affetmeyeceğiz 9 yaşında henüz ergenliğe girmemiş bir erkek çocuğu düşünün yanında annesi var Birgün Sırp askerler, çocuğun kafasına silah dayıyorlar ve ondan çırılçıplak soyundukları kadına yani annesine tecavüz etmesini istiyorlar sonunda askerlerin istediğini yapamayınca kafasına yediği tek kurşunla ölüyor. Bu sırada Hollandalı barış gücü askerleri kulaklarına takılı kulaklıkla müzik dinliyorlar bir kadın, kucağında 5 yaşında kız çocuğu iki asker kızı annesinin kucağından indirmeden kadının ellerini ve bacaklarını iki yana açıp 3 askerin tecavüzüne yardım ediyor. Bu sırada Birleşmiş Milletler komutanı askerlerin önderi mladiçle aynı masada bira içiyor bir bebek kampın etrafındaki binlerce insan gibi ağlıyor sesi, askerleri rahatsız etmiş annesine “kes şunun sesini” diye bağırıyorlar kadın bebeğini sarıp sarmalıyor susturmaya çalışıyor ama başaramıyor. Asker sen susturamazsan ben sustururum deyip elindeki çakıyla bebeğin dilini kesip yere atıyor. O gün bütün Avrupa bizi yalnız bıraktı. Üç gün içinde 8.000 vatandaşımızı katlettiler ve toplu mezarlara gömdüler. Binlerce kadınımıza tecavüz ettiler. Binlerce çocuğumuzu yetim yetim bıraktılar. Önce Hepsini sıraya dizip tek tek öldürmeye başlamışlar. Elinize kazma kürek verildiğini, bir çukur kazdırıldığını sonra kafanıza bir kurşun sıkıldığını düşünün. Biraz zaman geçince işin çok uzun süreceğini anlıyorlar bu kez,yirmili, otuzlu, kırklı gruplar halinde daha büyük çukurlar kazdırıyorlar ve bu kuyuların içine atıp üstlerine kurşun yağdırıyorlar bu kez de çok fazla mermi harcandığını anlayıp çukurlara doldurulan kardeşlerimizin üstüne bomba atıp onları paramparça ediyorlar. Unutma Türkün evladı biz, kendi çocuklarımıza en azından tebessüm edebilsinler diye yaşadıklarımızı yeni nesillere anlatmıyoruz. Ama sen bizim yaşadıklarımızı sakın unutma. Biz senin kardeşin olduğumuz için öldürüldük, boğazlandık, tecavüze uğradık. Senin hafızana sahip olduğumuz için toplu mezarlara gömüldük, yok edildik. Türk'ün evladı bizim korumaya çalıştığımız Sancak Yemen'de Çanakkale'de Filistin'de Kırım'da açe de,Türkistan'da korunmak istenen sancaktı. O, ne bir dinin, ne bir ırkın, ne bir dilin, ne de bir mezhebin sancağıydı. İnsanlığın tek başına insan olmanın temsiliydi. Sömürgecilerin karşısında sakın yere düşme. Biz Çanakkale'den sonra direnişi devam ettiren nesiliz, sen direnişin değil dirilişin nesli olacaksın korumak için değil, düzen kurmak için çalışacaksın. Sen varsan biz olacağız sen ayaktaysan biz yaşayacağız.Ama unutma sömürgeciler seni tamamen Asya'ya sürmek için planlarını adım adım işletecekler bir gün sıra sana da gelecek seni yok etmek için bin yıldır hazırlananlar bir gün bile durmadan çalışıyorlar sen Türksün. Bir ırk, bir din bir mezhep değilsin olamazsın. Batı Haçlı seferlerini düzenlerken Araplara Arap demiyordu, Türk diyordu. Çanakkale'de Kürtleri boğazlarken onlara Kürt demiyordu, Türk diyordu ne zaman ki onların çıkarı için yeni devletlere ihtiyaç duydu, Arab’a Arap demeye başladı seni ondan onu senden ayırdı. Türk'ün evladı sen var olmak zorundasın bu yüzden bir ve beraber olmak zorundasın Türk'ün evladı bizi, onların bize yaptıklarını ve sorumluluğunu sakın unutma..
Ekleme
Tarihi: 25 Ekim 2022 - Salı
Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.