Üroloji Uzmanı Op. Dr. Yüzgeç: ’’Üriner Sistem Taş Hastalığı Tedavi Edilmezse Böbrek Çürüyebilir’’
Sağlık
(Elazığ Bülten) - Elazığ Bülten İnternet Haberciliği |
06.09.2024 - 10:21, Güncelleme:
06.09.2024 - 09:48 1552+ kez okundu.
Üroloji Uzmanı Op. Dr. Yüzgeç: ’’Üriner Sistem Taş Hastalığı Tedavi Edilmezse Böbrek Çürüyebilir’’
Üroloji Uzmanı Op. Dr. Yüzgeç: ’’Üriner sistem taş hastalığı tedavi edilmezse böbrek çürüyebilir’’
Üriner sistem taşları hakkında değerlendirmelerde bulunan Medilines Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Veysel Yüzgeç, “Taş hastalığı, erkeklerde ve 30’lu yaşlarda daha sık görülür fakat yeni doğan çocukta dahi görebiliyoruz. Ciddi bir hastalıktır. Geç kalınırsa veya tedavi olunup gerekli müdahaleler yapılmazsa böbreği çürütebilir. Bu yüzden böbreğini kaybeden çok insan var” dedi.Üroloji Uzmanı Op. Dr. Veysel Yüzgeç, üriner sistem taşları hakkında değerlendirmelerde bulundu. Üriner sistem taşlarının anatomik olarak böbrekte olabileceğini aktaran Üroloji Uzmanı Op. Dr. Veysel Yüzgeç, “Üreter dediğimiz idrar kanalında yani böbrek ile mesane arasında, mesane de olabilir. Mesaneden sonraki üretra dediğimiz kanalda olabilir. Yeri, büyüklüğü ve şekline göre semptom ve tedavi şekli değişebilir. Genellikle hastalarda, yandan başlayan ve kasığa vuran şiddetli ağrıları şikayeti vardır. Bulantı ve kusma, idrarda yanma ve koyulaşma genelde vardır. Üriner sistem taş hastalıkları, daha önceden taş düşürmüş ya da ailesinde taş sorunu olan insanlarda daha sık görülür. Proteinden zengin beslenenlerde, sıcak bölgelerde, masa aşı çalışan, hareketsiz insanlar da, az su içenlerde ve sık enfeksiyon geçirenlerde taş daha görülür. Taş oluşumu açısından bu riskleri olan insanların, yılda bir, üriner sistem açısından kontrolden geçmelerini tavsiye ediyoruz. Tedavisi ise taşın yerine, büyüklüğüne ve şekline göre değişir. Tedavi, endoskopik ve PNL, denilen kapalı yöntemlerle, ya da açık cerrahi yöntemle olabiliyor. Tedavi sonrası taş sıfırlansa bile hastada tekrar taş olma muhtemelliği devam etmektedir. Yeme ve içmelerde özellikle hastanın taş olmasın diye koruyucu tedavi kısmında hastaya gerekli bilgilendirmeleri yapıyoruz. Hastaların et ve et ürünlerini, süt ve süt ürünlerini daha az tüketmesi gerekiyor. Su tüketimini ise tam tersine arttırmaları gerekirken tuzu da azaltması gerekiyor. Tuz taş oluşumunu arttıran sebeplerden birisidir. Taş hastalığı, erkeklerde ve 30’lu yaşlarda daha sık görülür fakat yeni doğan çocukta dahi görüldüğü olabiliyor. Ciddi bir hastalıktır. Geç kalınırsa veya tedavi olunup gerekli müdahaleler yapılmazsa böbreği çürütebilir. Bu yüzden böbreğini kaybeden birçok hasta vardır. Taş ağrısı genelde yandan başlar, kasığa vurur, bulantı kusma ile seyreder, şiddetli ve kolik ağrılardır. Ağrısız seyreden taş hastalıklarında, taş genelde başka bir hastalık araştırılırken tesadüfen görülüyor, bu hastalarda, böbrekte ki hasar daha ciddi boyutlarda olabiliyor. Sinsi seyrederler ve daha tehlikelidirler. Hastalarımızın bu aşamayı beklemeden yılda bir kontrolden geçmelerini tavsiye ediyoruz. Bu zamanda, özellikle şehir yaşamında, doğal suya erişim her zaman mümkün olmuyor. Katılan klor değeri, suyun temizliği, mikrop olup olmaması böbrekte taş olması yönünden yine önemli konular. Sert su yumuşak su açısından, çok merkezli yapılan bilimsel çalışmalarda sert su ile yumuşak su arasında çok anlamlı bir fark bulunmamıştır. Anatomik yapı, genetik yapı, yaşam biçimi ve sıcak iklim bölgesinde yaşamak, taş hastalıklarında daha çok etkilidir” ifadelerini kullandı.
Üroloji Uzmanı Op. Dr. Yüzgeç: ’’Üriner sistem taş hastalığı tedavi edilmezse böbrek çürüyebilir’’
Üriner sistem taşları hakkında değerlendirmelerde bulunan Medilines Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Veysel Yüzgeç, “Taş hastalığı, erkeklerde ve 30’lu yaşlarda daha sık görülür fakat yeni doğan çocukta dahi görebiliyoruz. Ciddi bir hastalıktır. Geç kalınırsa veya tedavi olunup gerekli müdahaleler yapılmazsa böbreği çürütebilir. Bu yüzden böbreğini kaybeden çok insan var” dedi.
Üroloji Uzmanı Op. Dr. Veysel Yüzgeç, üriner sistem taşları hakkında değerlendirmelerde bulundu. Üriner sistem taşlarının anatomik olarak böbrekte olabileceğini aktaran Üroloji Uzmanı Op. Dr. Veysel Yüzgeç, “Üreter dediğimiz idrar kanalında yani böbrek ile mesane arasında, mesane de olabilir. Mesaneden sonraki üretra dediğimiz kanalda olabilir. Yeri, büyüklüğü ve şekline göre semptom ve tedavi şekli değişebilir. Genellikle hastalarda, yandan başlayan ve kasığa vuran şiddetli ağrıları şikayeti vardır. Bulantı ve kusma, idrarda yanma ve koyulaşma genelde vardır. Üriner sistem taş hastalıkları, daha önceden taş düşürmüş ya da ailesinde taş sorunu olan insanlarda daha sık görülür. Proteinden zengin beslenenlerde, sıcak bölgelerde, masa aşı çalışan, hareketsiz insanlar da, az su içenlerde ve sık enfeksiyon geçirenlerde taş daha görülür. Taş oluşumu açısından bu riskleri olan insanların, yılda bir, üriner sistem açısından kontrolden geçmelerini tavsiye ediyoruz. Tedavisi ise taşın yerine, büyüklüğüne ve şekline göre değişir. Tedavi, endoskopik ve PNL, denilen kapalı yöntemlerle, ya da açık cerrahi yöntemle olabiliyor. Tedavi sonrası taş sıfırlansa bile hastada tekrar taş olma muhtemelliği devam etmektedir. Yeme ve içmelerde özellikle hastanın taş olmasın diye koruyucu tedavi kısmında hastaya gerekli bilgilendirmeleri yapıyoruz. Hastaların et ve et ürünlerini, süt ve süt ürünlerini daha az tüketmesi gerekiyor. Su tüketimini ise tam tersine arttırmaları gerekirken tuzu da azaltması gerekiyor. Tuz taş oluşumunu arttıran sebeplerden birisidir. Taş hastalığı, erkeklerde ve 30’lu yaşlarda daha sık görülür fakat yeni doğan çocukta dahi görüldüğü olabiliyor. Ciddi bir hastalıktır. Geç kalınırsa veya tedavi olunup gerekli müdahaleler yapılmazsa böbreği çürütebilir. Bu yüzden böbreğini kaybeden birçok hasta vardır. Taş ağrısı genelde yandan başlar, kasığa vurur, bulantı kusma ile seyreder, şiddetli ve kolik ağrılardır. Ağrısız seyreden taş hastalıklarında, taş genelde başka bir hastalık araştırılırken tesadüfen görülüyor, bu hastalarda, böbrekte ki hasar daha ciddi boyutlarda olabiliyor. Sinsi seyrederler ve daha tehlikelidirler. Hastalarımızın bu aşamayı beklemeden yılda bir kontrolden geçmelerini tavsiye ediyoruz. Bu zamanda, özellikle şehir yaşamında, doğal suya erişim her zaman mümkün olmuyor. Katılan klor değeri, suyun temizliği, mikrop olup olmaması böbrekte taş olması yönünden yine önemli konular. Sert su yumuşak su açısından, çok merkezli yapılan bilimsel çalışmalarda sert su ile yumuşak su arasında çok anlamlı bir fark bulunmamıştır. Anatomik yapı, genetik yapı, yaşam biçimi ve sıcak iklim bölgesinde yaşamak, taş hastalıklarında daha çok etkilidir” ifadelerini kullandı.
Üroloji Uzmanı Op. Dr. Veysel Yüzgeç, üriner sistem taşları hakkında değerlendirmelerde bulundu. Üriner sistem taşlarının anatomik olarak böbrekte olabileceğini aktaran Üroloji Uzmanı Op. Dr. Veysel Yüzgeç, “Üreter dediğimiz idrar kanalında yani böbrek ile mesane arasında, mesane de olabilir. Mesaneden sonraki üretra dediğimiz kanalda olabilir. Yeri, büyüklüğü ve şekline göre semptom ve tedavi şekli değişebilir. Genellikle hastalarda, yandan başlayan ve kasığa vuran şiddetli ağrıları şikayeti vardır. Bulantı ve kusma, idrarda yanma ve koyulaşma genelde vardır. Üriner sistem taş hastalıkları, daha önceden taş düşürmüş ya da ailesinde taş sorunu olan insanlarda daha sık görülür. Proteinden zengin beslenenlerde, sıcak bölgelerde, masa aşı çalışan, hareketsiz insanlar da, az su içenlerde ve sık enfeksiyon geçirenlerde taş daha görülür. Taş oluşumu açısından bu riskleri olan insanların, yılda bir, üriner sistem açısından kontrolden geçmelerini tavsiye ediyoruz. Tedavisi ise taşın yerine, büyüklüğüne ve şekline göre değişir. Tedavi, endoskopik ve PNL, denilen kapalı yöntemlerle, ya da açık cerrahi yöntemle olabiliyor. Tedavi sonrası taş sıfırlansa bile hastada tekrar taş olma muhtemelliği devam etmektedir. Yeme ve içmelerde özellikle hastanın taş olmasın diye koruyucu tedavi kısmında hastaya gerekli bilgilendirmeleri yapıyoruz. Hastaların et ve et ürünlerini, süt ve süt ürünlerini daha az tüketmesi gerekiyor. Su tüketimini ise tam tersine arttırmaları gerekirken tuzu da azaltması gerekiyor. Tuz taş oluşumunu arttıran sebeplerden birisidir. Taş hastalığı, erkeklerde ve 30’lu yaşlarda daha sık görülür fakat yeni doğan çocukta dahi görüldüğü olabiliyor. Ciddi bir hastalıktır. Geç kalınırsa veya tedavi olunup gerekli müdahaleler yapılmazsa böbreği çürütebilir. Bu yüzden böbreğini kaybeden birçok hasta vardır. Taş ağrısı genelde yandan başlar, kasığa vurur, bulantı kusma ile seyreder, şiddetli ve kolik ağrılardır. Ağrısız seyreden taş hastalıklarında, taş genelde başka bir hastalık araştırılırken tesadüfen görülüyor, bu hastalarda, böbrekte ki hasar daha ciddi boyutlarda olabiliyor. Sinsi seyrederler ve daha tehlikelidirler. Hastalarımızın bu aşamayı beklemeden yılda bir kontrolden geçmelerini tavsiye ediyoruz. Bu zamanda, özellikle şehir yaşamında, doğal suya erişim her zaman mümkün olmuyor. Katılan klor değeri, suyun temizliği, mikrop olup olmaması böbrekte taş olması yönünden yine önemli konular. Sert su yumuşak su açısından, çok merkezli yapılan bilimsel çalışmalarda sert su ile yumuşak su arasında çok anlamlı bir fark bulunmamıştır. Anatomik yapı, genetik yapı, yaşam biçimi ve sıcak iklim bölgesinde yaşamak, taş hastalıklarında daha çok etkilidir” ifadelerini kullandı.
Elazığ HABERİ
©2020 - 2024 Tüm Hakları Elazığ Bülten Ailesine Münhasırdır.
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.