Şemsettin Yılmaz Yeni
Tesla Holding

CHP'li Gürsel Erol'dan Terörle Mücadele Çağrısı: "Devlet Politikası Haline Getirilmelidir"

Siyaset (Elazığ Bülten) - Elazığ Bülten İnternet Haberciliği | 19.08.2024 - 14:52, Güncelleme: 19.08.2024 - 14:52 1936+ kez okundu.
 

CHP'li Gürsel Erol'dan Terörle Mücadele Çağrısı: "Devlet Politikası Haline Getirilmelidir"

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, terörle ve terörizmle mücadele konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Erol, terörle mücadelenin sadece devletin çeşitli kadrolarının temizlenmesi ile yeterli olmayacağını belirterek, “Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadelede, örgüt kadrolarının kamudan temizlenmesi yeterli değildir. FETÖ/PDY’nin arkasında, devletin en yüksek kademelerine yerleşmiş bir 'siyasi irade' olduğu gerçeği vardır. Bu siyasi iradenin tüm bileşenlerinin açığa çıkarılması ve örgütün siyasi bağlantılarının çözülmesi, FETÖ ile mücadelenin başlangıç noktasıdır” dedi.

Erol, terörle mücadelede ilgili kurumlar arasında koordinasyonun sağlanması gerektiğini vurgulayarak, “Ülkemizin en temel sorunlarından biri de terördür. 40 yıldır; 6 Cumhurbaşkanı, 12 Başbakan, 13 Genelkurmay Başkanı, 26 İçişleri Bakanı, 25 Hükümet değişmiş, 1,5 trilyon dolar harcanmış, 15 bine yakın şehit verilmiş, 30 bin yurttaşımız hayatını kaybetmiştir. Geçen bunca sürede terör, ülkenin öncelikli sorunu olmaya devam etmiştir. Bu sürecin devamından sorumlu tek kurum siyaset kurumudur. Siyaset, sadece sorunu dillendiren değil; sorunlara çözüm üreten bir sanat olarak görülmelidir. Terörle mücadele bir devlet politikası haline getirilmelidir ve terörizmle mücadelede devlet aklına ihtiyaç vardır. Terörle mücadeleye ilişkin politika ve stratejileri geliştirmek ve bu konuda ilgili kurumlar arasında koordinasyon sağlanmalıdır” ifadelerini kullandı. Erol, dünya örneklerine bakıldığında terörün istismara açık bir zeminin ve iklimin olmadığı yerlerde yaşama şansı bulamayacağını belirterek, “Suriye’deki iç savaşın ve Irak’taki gelişmelerin devam etmesi, Türkiye üzerinden bölgeye giden ve tekrar dönen cihatçı unsurların Türkiye'deki hareketliliğinin devam edeceğini göstermektedir. Selefi akımların etkisinde radikalleşme eğiliminde olan kişileri, özellikle gençleri militanlaştırma amacında olan aşırılıkçı fikirlere karşı Türkiye’nin çok kültürlü yapısını ve Anadolu hümanizmini temel alan özgün bir yaklaşım geliştirmesi gerekmektedir. ‘Radikallikle Mücadele’ programı altında; İslam ve demokrasi, bir arada yaşama kültürü, çok kimliklilik ve Anadolu İslam anlayışı konularında üniversiteler akademik çalışmalar yapmalıdır. Bilimsel çalışmalar ile diyanet işleri, akademisyenler, aydınlar ve sivil toplum kuruluşlarının da dahil olacağı bir program çerçevesinde Türkiye'nin her yerinde toplumun tüm kesimlerinin bilgilendirilmesi sağlanmalıdır” dedi. Erol, 15 Temmuz darbe sürecinde kamu bürokrasisinin terör örgütü tarafından şekillendirilmesinin devletin beka sorunuyla yüz yüze gelmesine neden olduğunu belirterek, “FETÖ’nün devlet içinde bu kadar yayılması ve egemen hale gelmesi kendiliğinden olan bir süreç değildir. Bu terör yapılanmasının arkasında 'siyasi irade' olduğu gerçeği, örgütün 1960’lı yıllardan itibaren başlayan faaliyetlerinin, siyasetle ilişkilerinin, özellikle 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 sonrası adli, askeri ve mülki bürokrasideki yapılanmalarının, derin devlet bağlantılarının ve uluslararası ilişki ağının Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulacak Araştırma Komisyonu ile ortaya çıkarılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, terörle ve terörizmle mücadele konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Erol, terörle mücadelenin sadece devletin çeşitli kadrolarının temizlenmesi ile yeterli olmayacağını belirterek, “Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadelede, örgüt kadrolarının kamudan temizlenmesi yeterli değildir. FETÖ/PDY’nin arkasında, devletin en yüksek kademelerine yerleşmiş bir 'siyasi irade' olduğu gerçeği vardır. Bu siyasi iradenin tüm bileşenlerinin açığa çıkarılması ve örgütün siyasi bağlantılarının çözülmesi, FETÖ ile mücadelenin başlangıç noktasıdır” dedi.

Erol, terörle mücadelede ilgili kurumlar arasında koordinasyonun sağlanması gerektiğini vurgulayarak, “Ülkemizin en temel sorunlarından biri de terördür. 40 yıldır; 6 Cumhurbaşkanı, 12 Başbakan, 13 Genelkurmay Başkanı, 26 İçişleri Bakanı, 25 Hükümet değişmiş, 1,5 trilyon dolar harcanmış, 15 bine yakın şehit verilmiş, 30 bin yurttaşımız hayatını kaybetmiştir. Geçen bunca sürede terör, ülkenin öncelikli sorunu olmaya devam etmiştir. Bu sürecin devamından sorumlu tek kurum siyaset kurumudur. Siyaset, sadece sorunu dillendiren değil; sorunlara çözüm üreten bir sanat olarak görülmelidir. Terörle mücadele bir devlet politikası haline getirilmelidir ve terörizmle mücadelede devlet aklına ihtiyaç vardır. Terörle mücadeleye ilişkin politika ve stratejileri geliştirmek ve bu konuda ilgili kurumlar arasında koordinasyon sağlanmalıdır” ifadelerini kullandı.

Erol, dünya örneklerine bakıldığında terörün istismara açık bir zeminin ve iklimin olmadığı yerlerde yaşama şansı bulamayacağını belirterek, “Suriye’deki iç savaşın ve Irak’taki gelişmelerin devam etmesi, Türkiye üzerinden bölgeye giden ve tekrar dönen cihatçı unsurların Türkiye'deki hareketliliğinin devam edeceğini göstermektedir. Selefi akımların etkisinde radikalleşme eğiliminde olan kişileri, özellikle gençleri militanlaştırma amacında olan aşırılıkçı fikirlere karşı Türkiye’nin çok kültürlü yapısını ve Anadolu hümanizmini temel alan özgün bir yaklaşım geliştirmesi gerekmektedir. ‘Radikallikle Mücadele’ programı altında; İslam ve demokrasi, bir arada yaşama kültürü, çok kimliklilik ve Anadolu İslam anlayışı konularında üniversiteler akademik çalışmalar yapmalıdır. Bilimsel çalışmalar ile diyanet işleri, akademisyenler, aydınlar ve sivil toplum kuruluşlarının da dahil olacağı bir program çerçevesinde Türkiye'nin her yerinde toplumun tüm kesimlerinin bilgilendirilmesi sağlanmalıdır” dedi.

Erol, 15 Temmuz darbe sürecinde kamu bürokrasisinin terör örgütü tarafından şekillendirilmesinin devletin beka sorunuyla yüz yüze gelmesine neden olduğunu belirterek, “FETÖ’nün devlet içinde bu kadar yayılması ve egemen hale gelmesi kendiliğinden olan bir süreç değildir. Bu terör yapılanmasının arkasında 'siyasi irade' olduğu gerçeği, örgütün 1960’lı yıllardan itibaren başlayan faaliyetlerinin, siyasetle ilişkilerinin, özellikle 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 sonrası adli, askeri ve mülki bürokrasideki yapılanmalarının, derin devlet bağlantılarının ve uluslararası ilişki ağının Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulacak Araştırma Komisyonu ile ortaya çıkarılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve elazigbulten.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.