İsrail’in Saldırılarında Bir Çocuk Daha Hayatını Kaybetti: Dünyanın Sessizliği Devam Ediyor
Çocukların hedef alınarak öldürülmesi karşısında uluslararası sistemin sessiz kalması, İsrail’e karşı herhangi bir yaptırım ya da kınama yapılmaması, birçok kesim tarafından tepkiyle karşılanıyor. Dünyanın gözleri önünde gerçekleşen bu olaylar, şefkat, merhamet ve insanlık değerlerinin unutulduğu bir dönemde yaşandığımıza işaret ediyor.
Ünlü şair Cahit Zarifoğlu’nun "Çocukları ürkütülmüş bir dünyanın denizi mavi olsa ne yazar, olmasa ne" sözleri, günümüzde yeniden hatırlanıyor. Zarifoğlu’nun bu sözü, acıları romantikleştirmek için değil, bir eyleme dönüştürülmesi gereken bir feryat olarak ifade edilmişti.
Psikanalist Winnicott’un anneliği "m-other" (ötekini düşünen) olarak tanımlaması, sadece doğurmanın değil, merhamet ve şefkatle insanlığın sorumluluğunu üstlenmenin önemine vurgu yapıyor. Ne yazık ki, İsrail ve Batı dünyasında bu şefkat ve merhamet duygusunun yok edildiği bir dönemde yaşıyoruz.
Sezai Karakoç’un devlet başkanlarına yaptığı "siyonistlerin karşısında birleşin, kimliğinizi ve vatanınızı koruyun" çağrısı ise, küresel iktidarın ülkeler üzerindeki kontrolünü hatırlatıyor. Karakoç’un dediği gibi, sadece başkan seçmekle yetinmeyip, güçlü ve bağımsız bir millet olmanın önemi her zamankinden daha fazla hissediliyor.
İsrail’in saldırılarında hayatını kaybeden çocuklar, bu adaletsizlik karşısında bizden hesap soracaklar. İnsanlık adına bir uyanışa ihtiyacımız var; yoksa gelecekte değerlerden yoksun bir dünya bizi bekliyor.