Elazığ’da Taciz Davası ve Şiddete Karşı Dayanışma Çağrısı
Elazığ’da bir hentbol antrenörünün 5 kız öğrenciyi taciz ettiği iddiasıyla devam eden dava, toplumun ve sivil toplum kuruluşlarının yoğun tepkisini çekiyor. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Genel Başkanı Avukat Müjde Tozbey, davanın duruşmasının ardından Elazığ Adliyesi önünde bir açıklama yaptı. Müjde Tozbey, sanığın önceki duruşmada 7 aylık tutukluluğun ardından serbest bırakıldığını hatırlatarak, suçun ağırlığı ve mağdurlar üzerindeki etkisi dikkate alındığında bu kararın kamu vicdanını rahatsız ettiğini ifade etti.
Tozbey, açıklamasında, “Bugün itibarıyla dava, savcının mütalaasını hazırlaması için 3 Aralık’a ertelendi. Ancak bu dava basit bir hukuki süreçten öte, toplumun ahlaki değerlerini ve çocuklarımızın geleceğini ilgilendiren bir meseledir. Sanığın yeniden tutuklanması ve tutukluluk süresinin uzatılması gerekiyor. Elazığ halkı olarak hepimizin kız çocuklarımıza sahip çıkması, bu tür olaylara karşı sessiz kalmaması gerekiyor. Bu, sadece hukuki bir mücadele değil; aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur,” dedi. Tozbey, toplumun dayanışma içinde olması gerektiğini vurgulayarak, sanığın en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini dile getirdi.
Duruşmaya Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği üyeleri ile birlikte Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Elazığ Şubesi temsilcileri de katıldı. Dava sürecinde mağdurların yanında olduklarını belirten sivil toplum kuruluşları, adaletin sağlanması için davayı yakından takip edeceklerini açıkladılar.
Bu olayların yankısı sürerken, Elazığ’da bir başka trajik gelişme de kamuoyunun gündeminde yer aldı. Kanal Fırat Muhabiri Semra Demirelli, erkek arkadaşı tarafından uğradığı silahlı saldırı sonucu ağır yaralandı ve yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor. Bu olay üzerine Elazığ Kadın Platformu üyeleri, Fırat Üniversitesi Hastanesi önünde bir araya gelerek bir basın açıklaması yaptı.
Kadın Platformu Sözcüsü Esin Coşkun, açıklamasında kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin artışına dikkat çekerek, toplumun bu olaylara duyarsız kalmaması gerektiğini belirtti. Coşkun, “Bugün burada, arkadaşımız Semra Demirelli için toplandık. Kendisi, erkek arkadaşı tarafından ayrılmak istediği gerekçesiyle ensesinden vurularak ağır yaralandı. Şu an yaşam mücadelesi veriyor. Kadına yönelik şiddet ve cinayetlere alışmamız mümkün değil. Her platformda kadınların, çocukların ve savunmasız canlıların haklarını savunmaya devam edeceğiz. Elazığ halkı, bu tür olaylara karşı güçlü bir tepki göstermeli ve dayanışma içinde olmalıdır,” ifadelerini kullandı.
Coşkun, konuşmasında toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini belirterek, “Biz kadınlar olarak öldürülen her kadının hesabını sormaya devam edeceğiz. Şiddete alışmayacağız ve bu durumun normalleşmesine asla izin vermeyeceğiz. Buradan bir kez daha yetkililere sesleniyoruz: Kadına yönelik şiddeti önlemeye yönelik daha etkin adımlar atılmalıdır,” dedi.
Elazığ’da yaşanan bu iki önemli gelişme, kentteki toplumsal hassasiyeti artırırken, dayanışma ve adalet çağrılarının öne çıkmasına neden oldu. Sivil toplum kuruluşlarının, derneklerin ve halkın tepkisi, bu tür olayların son bulması adına güçlü bir mesaj veriyor. Adli süreçlerin yanı sıra, şiddet ve istismarın önlenmesi için toplumsal bilinçlenmenin ve önleyici mekanizmaların hayata geçirilmesi gerektiği vurgulanıyor.