Erol, Elazığ’ın tarihi ve coğrafi zenginliklerine dikkat çekerek, açıklamasında şunları söyledi: “Kadim medeniyetlerin izlerini taşıyan, 02 Mayıs 2018 tarihinde UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'ne alınan Harput'un yanı sıra Palu, Baskil, Keban ve Karakoçan gibi tarihi bölgelerimiz ile Hazar Gölü, Hazarbaba Dağı, Keban Baraj Gölü ve kanyonlar gibi doğal güzelliklere sahibiz. Ancak bu zenginliklerimizi turizme kazandıramadığımız için şehir ekonomisine yeterli katkıyı sağlayamıyoruz. Elazığ Belediyesi'nin Harput'ta gerçekleştirdiği müze, restorasyon ve peyzaj çalışmaları dışında, diğer kurumlar tarafından turizm açısından öne çıkmamızı sağlayacak herhangi bir çalışma yapılmadı. Üstelik kısa, orta ve uzun vadeli bir turizm strateji eylem planımız bile bulunmuyor.”

Turizmde İstikrarlı Bir Bakış Açısı Gerekiyor

Erol, her gelen valiye göre turizme bakış açısının değiştiğine dikkat çekerek, "Elazığ'ın her valiye ve yöneticiye göre değişmeyen, şehrin turistik değerlerini ayağa kaldırmayı hedefleyen bir 'Turizm Eylem Planı'na ihtiyacı var. Bu plan, ulaşım, sosyal tesisler ve altyapı projelerini de içermeli. Tüm tarafların katılımıyla bir 'Turizm Çalıştayı' düzenlenmeli ve bu çalıştaydan çıkan sonuçlar kamuoyuyla paylaşılmalı. Kamuoyunun katkı ve önerileri alınarak sürdürülebilir bir turizm eylem planı oluşturulmalı ve bu plan, tüm valilerin ve yöneticilerin önünde bir yol haritası olmalıdır," dedi.

Doğu ve Güneydoğu illerinin turizm konusunda önemli mesafeler kat ettiğini ve şehirlerine ekonomik girdi sağladığını belirten Erol, Harput’un UNESCO kalıcı miras listesine girmesi konusunda Elazığ yöneticileri ve STK'lara büyük görev düştüğünü ifade etti. Kendisi de bu konuda üzerine düşen her türlü görevi yapmaya hazır olduğunu belirtti.