AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı: İsrail’in Filistin’e Yönelik Soykırım Suçlarını Kınıyoruz

Ahmet Dağoğlu, açıklamasında İsrail’in Filistin halkına uyguladığı şiddeti ve zulmü durdurmak yerine, 7 Ekim olaylarını bahane ederek soykırım suçlarını örtbas etmeye çalıştığını ifade etti. Bu saldırıların, İsrail'in Filistinli savunmasız sivilleri hedef alarak büyük bir insanlık suçu işlediğinin açık bir göstergesi olduğunu belirten Dağoğlu, uluslararası hukukun göz ardı edilmesi ve Filistin halkının sürekli olarak baskı altında tutulmasının kabul edilemez olduğunu dile getirdi.

Açıklamanın başında, Filistin halkının bir yıldır maruz kaldığı ağır saldırıların bir kez daha dünya kamuoyunun dikkatine sunulması gerektiği ifade edildi. AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı, İsrail’in saldırılarının Filistin’de yüz binlerce masum insanın yaşamını olumsuz etkilediğini ve bu durumun uluslararası toplumun vicdanında derin yaralar açtığını belirtti. Dağoğlu, İsrail'in özellikle Gazze'yi hedef alarak sivilleri öldürdüğünü ve bu saldırıların hiçbir meşru dayanağı olmadığını söyledi.

Dağoğlu, "7 Ekim’i, sanki Filistin meselesinin başlangıcı gibi gösteren yaklaşımları kesinlikle kabul etmiyoruz. Bu tarihin aslında İsrail’in saldırganlık politikalarının hızlandığı bir dönem olduğunu unutmamak gerekir. 7 Ekim’de yaşananlar, soykırım sürecinin devamıdır ve bu süreçte binlerce masum insan hayatını kaybetmiştir. Bir yıl içerisinde 17 binden fazla çocuk ve 11 binden fazla kadın olmak üzere, toplamda 42 binden fazla Filistinli, İsrail'in acımasız saldırıları sonucunda şehit olmuştur. 7 Ekim, yalnızca bu süregiden zulmün bir parçasıdır ve her şeyin başlangıcı değildir" ifadelerini kullandı.

Açıklamanın devamında, İsrail'in 77 yıldır süregelen işgal, zulüm ve katliam politikasının altı çizilerek, Filistin halkının topraklarından edilmesi, haklarının ve mallarının gasp edilmesi, öldürülmesi ve katliama uğraması gibi olayların tarihi bir gerçeklik olduğu vurgulandı. Dağoğlu, İsrail'in bugüne kadar uluslararası destek ve koruma altında varlığını sürdüren bir suç şebekesi olduğunu belirterek, bu yapının adalet, hukuk ve insan hakları gibi değerlere tamamen yabancı olduğunu söyledi.

Uluslararası toplumun bu konuda yeterince çaba göstermediğine dikkat çeken Dağoğlu, özellikle Batılı devletlerin insan haklarını savunduklarını iddia etmelerine rağmen İsrail'i kınama cesareti bile gösteremediklerini ifade etti. Bugün hala uluslararası toplumun gereken adımları atmaktan, uluslararası hukuku işletmekten uzak olduğunu belirten Dağoğlu, İsrail'in Batılı güçlerce bölgenin ortasına bırakılmış bir bomba gibi, yıllardır istikrarsızlık ve kaos kaynağı olmayı sürdürdüğünü dile getirdi.

İsrail'in kuruluşundan bu yana Batı’nın çifte standartlı yaklaşımının bir örneği olduğunu ifade eden Dağoğlu, 7 Ekim’den bu yana İsrail’in hem zayıflığını hem de acizliğini bir kez daha gösterdiğini belirtti. "Bugün bu katliama sessiz kalan hiçbir devletin kendini ciddi bir devlet olarak görme hakkı yoktur. Yine bugün bu soykırıma karşı sesini yükseltmeyen hiçbir ülkenin insanlığa söyleyecek tek bir sözü dahi kalmamıştır" dedi.

Dağoğlu, İsrail'in Nazi Almanyası'ndan farksız olduğunu, tıpkı Nazi Almanyası gibi soykırımcı, saplantılı ve ırkçı bir ideolojiye sahip olduğunu belirtti. İsrail'in saldırgan, küstah ve şımarık bir şekilde Ortadoğu'da düzen ve istikrarı tehdit eden bir yapı olduğunu ifade eden Dağoğlu, tarihten alınan dersler doğrultusunda bu saldırgan yapının durdurulması gerektiğine dikkat çekti. "Nazi Almanyası'nın durdurulmamasının dünya için ne tür felaketler getirdiğini biliyoruz. Bugün de İsrail durdurulmadığı takdirde, bölgeyi ve tüm dünyayı ateşe atmaya devam edecektir" ifadelerini kullandı.

Açıklamada, İslam dünyasının bu vahşet karşısında yeterli tepki gösterememesi de eleştirildi. Dağoğlu, İslam dünyasının birlik içerisinde hareket ederek ortak bir tavır sergilemesi gerektiğini ve bu noktada güçlü bir Türkiye’nin ne kadar elzem olduğunu bir kez daha gördüklerini ifade etti. Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Filistin'in haklı davasını her zaman savunduğunu belirten Dağoğlu, Türkiye'nin diplomatik, insani ve kalkınma projeleri aracılığıyla Filistin halkının yanında olduğunu vurguladı. "Filistin’e yapılan insani yardımların büyük bir kısmı ülkemiz tarafından yapılmaktadır ve bu yardımlar, Filistin halkının acılarını bir nebze olsun dindirebilmek için önemlidir" dedi.

Açıklamanın stratejik boyutlarına da değinilen kısımda, İsrail’in saldırgan politikalarının yalnızca Filistin’i değil, bölgedeki tüm ülkeleri tehdit ettiğine dikkat çekildi. İsrail’in "Vadedilmiş Topraklar" adı altında bölgeye yönelik yayılmacı bir politika izlediğini ve Türkiye’nin de bu planların hedefinde olabileceğini ifade eden Dağoğlu, bu doğrultuda Türkiye'nin stratejik tüm hazırlıklarını yaptığını ve bu konuda kararlı olduklarını belirtti. Aynı zamanda iç istikrarın önemine vurgu yaparak, vatandaşları siyasi ve ideolojik farklılıklarını bir kenara bırakarak uluslararası tehditlere karşı tek bir cephede birleşmeye davet etti. "Cumhurbaşkanımızın yıllardır tekrar ettiği 'bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep beraber Türkiye olacağız' şiarı bizim için bir ahitleşmedir ve bu ahitleşme, ülkemizin geleceği açısından son derece önemlidir" dedi.

Son olarak, güçlü bir Türkiye'nin sadece bölge için değil, insanlık için de önemli olduğunu vurgulayan Dağoğlu, Filistin davasına sahip çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın küresel güçler ve onların yerli işbirlikçileri tarafından hedef alınmasının nedeninin de bu olduğunu söyledi. Filistin’in sadece bir coğrafi bölge ya da bir halkın mücadelesi olmadığını belirterek, bu mücadelenin tüm insanlığın vicdanını temsil ettiğini ifade etti. "Filistin'in bağımsızlık mücadelesi, aynı zamanda evrensel insan hakları mücadelesidir ve biz bu mücadeleyi Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde kararlılıkla sürdüreceğiz" diyerek açıklamayı sonlandırdı.

Açıklama, kamuoyuna saygıyla duyuruldu.