Açıkkapı, yaptığı değerlendirmede, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında başlatılan yargı süreciyle ilgili AKPM’nin “serbest bırakın” çağrısını kabul edilemez bulduklarını vurguladı.
“Türkiye bir hukuk devletidir, yargımız baskıyla yönlendirilmez”
Açıkkapı, Türkiye’nin egemenliğinin temelinde millet iradesi ve bağımsız yargı bulunduğunu belirterek, “Bu açıklama, Türkiye’nin bağımsız yargısına açık bir müdahale teşebbüsüdür. AKPM’yi, devletlerin egemenlik haklarına ve hukukun evrensel ilkelerine saygıya davet ediyoruz,” ifadelerini kullandı.
Türk mahkemelerinin kararlarını Anayasa ve yasalar çerçevesinde verdiğini vurgulayan Açıkkapı, “Hiçbir dış merci, Türkiye Cumhuriyeti yargısına parmak sallayamaz,” dedi.
“İmamoğlu meselesi hukuki bir süreçtir, siyasi bir mesele değildir”
İmamoğlu hakkında yürütülen sürecin hukuki bir nitelik taşıdığını belirten Açıkkapı, “Yargı süreci tamamen Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na uygun şekilde işletilmektedir. Siyasi bir aktör hakkında verilen kararı bahane ederek, dış baskılarla yargıya müdahale edilmeye çalışılması demokratik hukuk devleti ilkesine aykırıdır,” değerlendirmesinde bulundu.
Açıkkapı ayrıca, İmamoğlu’nun yükseköğretim geçmişiyle ilgili tartışmaların görmezden gelindiğini ve denkliği olmayan bir üniversitenin diplomasıyla ilgili anayasal şüphelerin göz ardı edildiğini hatırlattı. Avrupa’da benzer bir durumda çok daha sert tedbirlerin alınacağını ifade eden Açıkkapı, “Türkiye söz konusu olunca çifte standartlar devreye giriyor,” dedi.
CHP ve Özgür Özel’in düştükleri hal, acınası bir haldir, ibretlik bir haldir.
Açıkkapı, ülkesini kendi kirliliklerini gizlemek, hedef şaşırtmak ve dış mahfillere şikayet etmek suretiyle karalamaya çalışanların, manda zihniyetiyle hareket ettiğini vurguladı. Bu anlayışın artık gizlenemez hale geldiğini belirten yetkili, “Gerçek yüzleri ortaya çıktı, makyajları döküldü” ifadelerini kullandı.
“Basın ve protesto özgürlüğü hukuk içinde tanımlıdır”
AKPM’nin Türkiye’ye yönelik “ifade özgürlüğü”, “protestolarda orantısız güç kullanımı” ve “gazetecilere baskı” eleştirilerine de yanıt veren Açıkkapı, şunları söyledi:
“Türkiye’de basın ve gösteri özgürlükleri Anayasa teminatı altındadır. Ancak bu özgürlüklerin kamu düzenini bozacak, şiddeti teşvik edecek ya da terör propagandası yapacak şekilde kullanılması kabul edilemez. Kolluk kuvvetlerimiz görevini hukukun çizdiği sınırlar içinde yerine getirmektedir.”
Gazeteci kimliğinin kimseye suç işleme imtiyazı tanımadığını da vurgulayan Açıkkapı, hukuku ihlal eden herkesin yargı önünde hesap vereceğini söyledi.
“AİHM kararları siyasi araç haline getirilmemelidir”
AKPM’nin Osman Kavala, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’la ilgili AİHM kararlarını gerekçe göstererek Türkiye’ye yönelik çağrılarda bulunmasına da değinen Açıkkapı, “Bu kişiler, terörle bağlantılı ciddi suçlamalarla yargılanmaktadır. AİHM kararlarının uygulanması, Türkiye’nin iç hukuk prosedürleri çerçevesinde değerlendirilir,” dedi.
Türkiye’nin egemen bir devlet olduğunun altını çizen Açıkkapı, “Yargı süreci, dış baskılarla şekillendirilemez. Türkiye, hukuk devleti ilkelerinden asla taviz vermez,” ifadelerini kullandı.
“Yargı kararları sosyal medyada değil, mahkemelerde verilir”
Açıkkapı son olarak şu mesajı verdi:
“Yargı kararları sokakta, sosyal medyada ya da uluslararası platformların yönlendirmesiyle değil, bağımsız Türk mahkemelerinde verilir. Türkiye’nin yargısı, Avrupa kurumlarının vesayet alanı değildir. AKPM haddini bilmeli, ülkelerin iç işlerine ve bağımsız yargılarına müdahale anlayışından vazgeçmelidir.”